12 Şubat 2024 Pazartesi

bir kelime3

bir kelimeyi düşünmek: ağa

Kürre-i arzda her kelime değerlidir ve kendi anlam alanını içkindir; zihinlere kendine özgü göstergesel bir değer bırakır ve konuşucular bir iletişim durumunda o değerin mübadelesiyle işlem yapar. Ağa’nın göstergesel değeri, onu diğer kelimelerden ayırt edecek kavramsal ve kullanımsal kendiliğe işaret etmesidir. Ağa’nın işaret ettiği kendiliğin kavram alanı yeterince hacimli, delalet yelpazesi yeterince geniştir. Bir yanda unvanlara açılır, bir yanda büyüklük düzeyleri ihsas eder, öbür yanda ekabir kavrayışını temsil eder, ileri gelenler imgesine gönderme yapar. Bu yazının amacı da, ağa’nın işbu değişik karşılık ve kullanımlarının vücut bulduğu dilsel uzama sokulmak; bu vesileyle, kelimeler dünyasını yoklamak, onların doğasını idrak etmeye çalışmaktır.

9 Ocak 2024 Salı

bir kelime2

bir kelimeyi düşünmek: baş

Her kelime bir deneyimi temsil eder, bir deneyimi soyutlar, bir deneyimi belirler; bir iletişim durumunda bir olguyu paylaşır, bir söylemi betimler, mevcuduyla mutlaka bir şeye işaret eder. Baş da öyle; her kelime gibi kendinden başka bir şeye işaret ederken, kendisi değişmez kalır, işaret ettiği değişebilir; işaret ettiği şeyin kavranma biçimini değiştirebilir, onu değişik algılanma kategorilerine doğru harekete geçirebilir. Baş da her kelime gibi bunu yapar; bir kavramsallaştırmayı üstlenir, düzenler ve sürdürür, deyim yerindeyse tabiatına teslim olur; temsil, taklit ve tasvir eder.

15 Kasım 2023 Çarşamba

yakın şehirler3

Aksaray’dan Divriği’ye

Şehirleri taşıyan kapıların ilmiyle, dönemin soyut kozmolojisiyle ve özellikle Hıdır bey ile Hacı Ömer Ağa’nın selamıyla geliyorum Çapanoğlu’na; buralarda bir yerdedir. Yol yorgunluğundan biraz sıyrılayım, açlığımı giderip kendime geleyim. Girdiğim lokantanın kıdemli emektarı, misafirliğimi anlayınca sadece karnımı doyurmuyor, Çapanoğlu Büyük Camii’yi de heyecanla anlatıyor. Açlığımı dindirirken hafızamı da besliyor. Sözleri bereketleniyor; Ayasofya’ya geliyor. Yutkunuyor, gözleri nemleniyor. Onu görmeyi çok arzu ettiğini, henüz görememenin derin üzüntüsünü yaşadığını söylüyor. Nasip olsun için dua istiyor; hiç sakınmıyorum. İnşallah bir gün yitik mahallesiyle birlikte görmek hepimize nasip olur, diye duaları çoğaltıyorum.

30 Ekim 2023 Pazartesi

yakın şehirler2

Akşehir'den Aksaray'a

Çapanoğlu’na ve Başçavuş’a daha var. Vasıl olduğum şehirlerin ilmini ve selamlarını emanet edinerek, helalliklerini alarak, ak bir şehirden ak bir saraya doğru hanlara ve kervansaraylara yay hattında ilerliyorum. İpek Yolu’nun en büyük kervansarayının önündeyim. Onun adeta göğe yükselen yüzlerce yıllık taç kapısı, kapı olma hakkını bihakkın teslim ediyor; bir mekana girme ve çıkma imkanı veren bir geçit olmanın çok ötesine geçiyor. Hayretle soruyorum kendisine: Böylesi büyük bir taç kapı neden yapılır. Üzeri neden böylesi zengin motiflerle tezyin edilir. Cüssesi küçülen görkemi küçülmeyen iç kapılar neden

16 Ekim 2023 Pazartesi

göz ucu

Mete Çamdereli’nin görsel ve görsellik kavramları üzerine farklı zamanlarda yazdığı deneme ve makalelerden oluşan bu kitap, görselin karmaşık dünyasına “göz ucu” bir bakış sunuyor. Bu bakış, kadim gelenekten içinde bulunduğumuz dijital çağa kadar uzanan büyük insanlık serüvenini kapsıyor. Çamdereli bu bağlamda, mağara resimlerinden rögar kapaklarına, gazete-dergi reklamlarına kadar çeşitli örnekler üzerinden görselin ve insan üzerindeki etkilerinin izini sürüyor. Geleneksel ya da dijital görsellerin yarattığı imkân ve açmazları irdeleyerek hem görsel imgeleri anlamanın farklı biçimlerini hem de bunların yaşamımızı etkileyen yönlerini ortaya koymaya çalışıyor.
Üstelik Çamdereli tüm dünyanın aynı anda deneyimlediği önemli bir süreç olan pandemi günlerine odaklanarak bu süreçte kapandığımız evlerimizde, ekran önünde artan görsellik deneyiminin de peşine düşüyor. Bu dönemde görselliğin yarattığı imkân ve imkânsızlıkları son derece somut örneklerle gözler önüne seriyor. Görsellik meselesinin çeşitli yönlerini ele alan yazılardan oluşan bu önemli derleme böylece mevzuya hem içeriden bir bakış hem de genel bir perspektif sunuyor. 
(Arka Kapak)

11 Eylül 2023 Pazartesi

yakın şehirler

Elmalı’dan Akşehir’e

Seyahat kendi seyrini belirler, kendi ülfetini hissettirir, kendi manasını sezdirir. Kimi zaman kader coğrafyasında bir idrak alanı oluşturur, kimi zaman yaban elleri keşif kapıları açar, kimi zaman da uzaklaşma ve soluklanma vesilesi oluverir. Her ne sebeple olursa olsun, seyahat arzın bir noktasından diğer noktasına yöneliştir ve taliplisini, niyet ve arayışına göre şekillendirir; onun bilgi ve görgüsünü arttırır, ona beklentileri nispetince karşılıklar üretir. 

5 Haziran 2023 Pazartesi

bir kelime


Bir kelimeyi düşünmek: koca

Birçok kelime gibi koca da gündelik dilde çokça kullanılan bir kelime; her kelime gibi işlevsel, her kelime kadar araçsal. Kullanım amacına özgü olarak seçilebilir olmakla birlikte, kullanımı sona erince, yine her kelime gibi zihin kayıtlarına bırakılır, yeniden kullanılıncaya dek orada bekler. Koca, diğer kelimelerden farklı değil, en az onlar kadar değerli, en az onlar kadar ayırt edicidir; yer yer kullanımı artabilir ya da eksilebilir. Kullanım miktarı konuşulduğu yere/yöreye göre farklılık gösterebilir, ama kuşkusuz, Türkçe konuşanlarca bilinir; en azından, bilinebilir düzeyde bir kullanım sıklığına sahiptir. Türkçe konuşanlar koca kelimesini yeri geldikçe, değişik işlevler yükleyerek kullanır dururlar. Koca’nın lafzı da anlamı da doğal olarak meçhul değildir; kimi zaman abartılı bir büyüklüğe karşılık gelir, kimi zaman sadece vasat bir büyüklüğü telmih eder. Büyüktür koca; büyüklük imgesini içkindir, büyük’ten başlayarak, iri ve cüsseli olanı da içkinleştirir, üstünlüğe gönderme yapar; çok büyük, çok iri, çok cüsseli yapar vasıflandırdığı şeyi.

27 Mayıs 2023 Cumartesi

bir şehrin görsel belleği

Yitik Bir Şehrin Görsel Belleği (*)

Giriş

Bir kentin[1] belleğini okumak, kültürel kimliğinin izini sürmek, onunla iletişim kurmayı, göstergelerini okumayı, diline ve söylemine sokulmayı gerektirir. Kentler kendilerini gizlemez, ifşa ve ifade eder; kendi sözlerini söyler, kendi dil ve söylemlerini üretir; mevcut durumlarını, geçmiş göndergeleriyle birlikte ihsas eder, kendilerini benzerlerinden ayırır, farklı yanlarını fısıldar. Açıkçası, muhatabıyla aracısız iletişim kurar ve gösterenleri vasıtasıyla söylemlerini apaçık inşa ederler.

Kent başlı başına bir söylemdir[2]; bir söylem uzamıdır. Kültürünü ve kimliğini içkin belleği, söyleminde saklıdır. Kenti -hangi düzeyde olursa olsun- okumak, onun söylemine nüfuz etmekle, söylemine katılmakla, onu dinlemekle, anlamaya ve anlamlamaya çalışmakla mümkündür. Kent söylemi, sadece, kayda geçmemiş sözlü kültür birikimi ile kayda geçmiş bilgi/belgenin harmanlanmasından ibaret olmaz; mimariden minyatür ve gravürlere, oradan fotoğraflara dek bir dizi görsel birikimi de kapsayıcıdır. Kentin görsel birikimi, mevcut bina dokusunda, giysi ya da gıda tercihlerinde de kendini gösterir. Yitik görsel birikim ise ancak bugüne kalabilmiş görüntüsel bellekte koruma altındadır; korunduğu ya da korunabildiği kadarıyla okunup anlaşılabilirdir.

1 Kasım 2022 Salı

iletişim belgeseli


https://www.youtube.com/watch?v=grRT-DSY0pw&list=PLViGi4dMCYvqdOX-R0kZDrdwAiNYNTW1d