okuyan: mete çamdereli

VEZÂİFÜ’L –İNÂS
Ruesâyı kabâil: Arabdan [Avf bin Mahlem]; kerimesi [Ümmü Ünâs]ı; Tâif Mülûk-i: Arabdan [Kinde] emîri. [harîs bin Amr]a tezvîc eylemişdi. Bu kız; zevcinin dairesine gönderileceği gün validesi olan [Ûmâme]; kızını önüne oturdub şu âtîdeki nasihatleri virmişdir:
Bak yavrum! Vasiyet itmek, yani: bir kimseyi hayra sevk eylemek; eğer o kimsenin edebli, terbiyeli olması veyâ büyük âdem evlâdından olarak herkes yanında makbul ve haysiyetli bulunması kâfî olaydı ben de sana vasiyet itmeğe hâcet görmezdim; lâkin öyle değildir. Tavsiye; bilenin tekrar hatırına gelmesine, bilmeyenin de yeniden
öğrenüb âgâh olmasına bâdî oldığı cihetle alelumum herkes hakkında câlib-i menfaatdir.
Kızım! Bir kız; anası, babası zengin olmasından nâşî eger zevcden müstağni olaydı sen cümleden ziyâde müstağnî olurdun, kocaya varmağa aslâ muhtâc olmazdın; lâkin öyle değil. Erkekler; bizim için halk buyurulmuş oldığı gibi biz de erkekler için halk olunmuşuzdur.
Kızım! Sen artık büyüyüb yetişmiş olduğun yurddan, ve gezüb yürüdiğin yuvadan çıkub bilmediğin bir yuvaya gireceksin. Şimdiye dek konuşub görüşmediğin bir refike gideceksin. İmdi o zâta; sen câriye ol, ki o da sana kul, köle olsun. Sana bazı şeyler beyan ideceğim; onları belleyûb muktezâları vechile hareket eyle! ki güzelce geçinilub aranız bozulmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder