Reklam bir yere ışık tutarken diğer tarafı karartır mı. Soruya yanıt, başlıktaki 'görme' sözcüğünü ikili okumada: biri, emir kipinin olumsuz şeklinde, diğeri görmek eyleminde...
Işık tutmanın, aynı zamanda ışığa bakanı körleştirebileceği ya da ışığa bakanı bizzat karartabileceği öngörüsü birinci okumanın kaplamını oluşturur. Gözün doğal işlevini eyleme geçirme ya da bakış öncesi düzeni tesis ise ikinci okumanın içlemini belirler.
Reklam bir yandan gizler bir yandan da ifşa eder, kapısı görsele açılan her iletişim imkanı gibi.
(*)[Reklamın Görme Dediği, Mete Çamdereli'nin reklam ve görsellik üzerine yazılarından oluşuyor. Çamdereli reklama ve görselliğe ilişkin yazılarını beş izleksel başlık altında derlemiş. Reklamın tarihsel serüveninden başlayan adımlar reklam çözümlemelerinden geçerek görsel alan okumalarına dek uzanıyor. Böylelikle reklamın kavramsal yapısından hareketle görselin çeşitli düzeylerine ulaşılmış oluyor.
Reklamdan yola çıkan Reklamın Görme Dediği, görsel kimlik, görsel tasarım, sinematografi, çizgi sanatı gibi görsel iletişim alanına doğrudan temas ediyor. Bunu yaparken reklama dönük bir bakış geliştiriyor, ama aynı zamanda reklamın da bize bakışını sorguluyor; kimi zaman reklamın dili ve söylemini açımlamayı deniyor; görseli ve görselliği ise yanından hiç ayırmıyor.
Reklamın Görme Dediği’ni okuyacak olanlar, bir ‘görsel iletişim abecesi’ni adımlamanın tadını çıkarırken görsel imge ve simgelerin zihinlerde nasıl yer bulduğuna tanıklık edeceklerdir.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder