2 Şubat 2012 Perşembe

iletişim fakülteleri ile yerel medya ilişkisi: sorunlar ve çözüm yolları

iletişim fakülteleri ile yerel medya ilişkisi:
sorunlar ve çözüm yolları·
Mete Çamdereli

İletişim Fakültelerinin yerel medya ile ilişkisinin nasıl olması gerektiğini belirleyebilmek için öncelikle işlem yaptığımız terimleri kısmen hatırlamak gerek. Ardından mevcut durumu ve sorunları belirlemek, sonra da çözüm yolları aramak yerinde olur. Şimdi soralım:

Nedir iletişim fakültesi ve yerel medya?
İletişim fakülteleri, evrensel bilginin ışığında, hem teorik hem de pratik düzeyde iletişim öğretimi yapan akademik birimlerdir; tıpkı yerel medya gibi gelişmelere ayak uydurarak durmaksızın kendini yenileme çabasında olan araştırma ve öğretim kurumlarıdır. İmkanları ölçüsünde her açıdan donanımlı iletişimci yetiştirmeyi ilke edinmişlerdir. Ülkemizdeki yapılanmaları itibariyle, gazetecilik, halkla ilişkiler, radyo, sinema ve televizyon gibi gelenekselleşmiş bölümleri bünyelerinde barındırırlar. Son yıllarda görsel iletişim tasarımı ya da reklamcılık gibi kimi bölümlere de kapılarını açmışlardır. Zikredilen bölümlerin devlet üniversiteleriyle birlikte, devlet üniversitelerinde yetiştirilmiş akademisyenlerden ciddi ölçüde yararlanan vakıf üniversitelerinde de bulunduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Vakıf üniversiteleriyle birlikte ülkemizde sayıları 30’u aşan iletişim fakültesi her yıl binlerle ifade edilen sayılarda mezun veriyor. Kuşkusuz kendilerine özgü sorunları da bulunan iletişim fakülteleri, birer öğretim ve araştırma kurumları olarak, medya kuruluşları gibi küresel gelişme ve rekabette varlıklarını korumaya çalışıyor, yenilikleri olabildiğince yakından takip ediyor, edinim ve kazanımlarını öğrencileri başta olmak üzere kendisine ihtiyaç duyan tüm muhataplarına aktarıyorlar.
Öte yandan, bir zamanlar Anadolu Basını olarak da adlandırılan Yerel Medya ya da Yerel Basın, öncelikle belirli bir yöre ya da bölgeye ait olarak neşredilen gazeteleri akla getirir; ardından aynı coğrafi yelpazede bulunan televizyon ve radyoları da kavram alanına taşır. Her ne kadar ‘yerel’ terimi, küreselleşme sayesinde oldukça önemsenen, üzerinde çokça tartışılan bir konu olsa da, kavramsal içeriği, kullanım bağlamına göre muhataplarınca pek de zor olmayan biçimde algılanır. Belli bir coğrafi alan içinde ve o coğrafyayla ilgili haber ve yorumlar üreten medya kuruluşlarına bugüne dek yerel basın dendi. Son yıllarda ise kapsayıcı olması bakımından yerel medya demek daha yeğ tutuluyor, ancak amaç maksadı hasıl etmekse -içeriği ve yayılımı değişse bile- yerel basın teriminin hala kullanılıyor olmasında her hangi bir sakınca görülmese gerektir. Yerel ile evrensel artık birbirine tamamen katışmış kavramlar olarak karşımıza çıktığından kafa karışıklığına yol açmamak için yerel medya deyince neyi anlıyorsak ‘yerel basın’dan da en azından onu anlamayı sürdürelim şimdilik. Aksi takdirde İstanbul’da dükkanında uydudan Karadeniz TV seyreden bir büfecinin yerel aidiyete ne denli yakın olup olmadığı ya da California’da internet üzerinden Kayseri gazetelerinden birini okuyan bir Kayserili’nin ne denli yerelde durduğunu ve yerele ne denli yakın olduğunu tartışmaya başlarız. Yani kısacası, ulusal medya ne denli ulusal ise, yerel medya da o kadar yereldir artık.
Kavramsal çerçeveyi böylece belirleyip inceleme tutumumuzu da ihsas ettikten sonra İletişim fakülteleri ile yerel medyanın mevcut durumunu ve yaşanan sorunları da kısaca belirginleştirmekte yarar var.

Mevcut durum ve temel sorunların belirlenmesi
Öncelikle bilinmesi gereken, yerel medyanın yerel demokrasi ve yerel özgürlükler platformu olduğudur ya da en azından böyle olması gerektiğidir. Yerelin gelişme ve güçlenmesi, yerel medyanın gelişme ve güçlenmesinden geçer. Yerelin kalkınması, yerelleşme, yerel kültürün paylaşımı ya da küreselin yerelde içkinleşti(rildi)ği kü-yerel politikalar karşısında konum belirleme, yerel bir tutum geliştirme gibi konu ve olgular, kuşkusuz, yerel medyanın güçlü bir tartışma zemini oluşturabilmesine bağlı ya da bununla doğrudan ilgilidir.
Yerel medyadan öncelikle beklenen, yerelin sorunlarını yansıtması, hedef kitlesine merak ettiği konular hakkında bilgilendirme yapması, kısacası yerele ayna tutmasıdır, halbuki yerel medyanın tam da bu konuda zaman zaman ciddi eleştirilere maruz kaldığı, kendi haber ağını kurma güçlüğü yüzünden yaygın medyanın gündemine tutsak olabildiği gözlenmiştir.
Yerel medyanın güçlenmesi, kendini bilgisel ve teknolojik olarak yenilemesiyle mümkündür. Bilgi ve teknoloji donanımını mümkünse küresel ve yerel düzeydeki rekabet koşullarını göz önünde bulundurarak geliştirmelidir. Teknolojik gelişmeler ile bilgisel yenilikleri takip etmenin en yakın adresi ise, kuşkusuz, öncelikle üniversiteler olmalıdır.
Yerelin kendi sorunlarını çözmesi için tüm yerel kesimlerin katılımını şart koşan yönetişim politikaları gibi bir dizi ilkeye uyum sağlama çabası söz konusu olmasa bile, genelde yerelin özelde yerel medyanın üniversite ile bütünleşmesi zaten kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bugüne dek gerçekleşmemiş ya da gerçekleştirecek adımlar atılmamışsa, bu durum, ciddi bir eksiklik olarak telakki edilmelidir.
Öte yandan, İletişim Fakülteleri de, üniversitelerin konuyla ilgili bölümleriyle dayanışık biçimde kendini geliştiren, başka alanların kazanımlarından yararlanmayı bilerek bizzat kendi ürettiği bilgiyi paylaşabilen kurumlardır. Kendini sürekli yenileme çabasındaki İletişim Fakülteleri ülkenin dört bir yanına dağılarak yerelin yakınına gelmiş, hatta yerelle bütünleşmeyi ve yerele katkı sunmayı ilke ve kazanımları arasına katmıştır; ya da kendisini buna mecbur hissetmişlerdir.
İletişim ortamlarındaki tüm sorunları inceleyen, irdeleyen, deyim yerindeyse tüm iletişim sorunlarına kafa yoran iletişim fakülteleri, bugüne dek yaptığı çalışmalarda yerel medyayı da yakından tanıma çabası göstermiş, çeşitli inceleme ve araştırmalarla yerel medya sorunlarına çözüm önerileri sunmaktan geri durmamıştır[i].
Şunu asla unutmamak gerekir ki, İletişim Fakülteleri akıl veren, akıl dağıtan kurumlar değil koşullar oluştuğunda akıl kurabilen, ortak bir akıl üretebilen, kazanımlarını ortak paylaşıma sunan, bilgisini, görgüsünü, deneyimini paylaşabilen ve yerelin de gönüllü aktif katılımıyla kamu yararı doğrultusunda yeni akıl/lar oluşturma becerisi gösterebilecek kurumlardır. Yerelin dayanışmasıyla zenginleşen İletişim Fakülteleri bir yandan kendi araştırma-öğretim faaliyetlerini sürdürürken diğer yandan da hiç gocunmadan yereli doğrudan savunabilecek, yerel medyanın ihtiyaçlarını yerinde tespit edip yüksek sesle dillendirebilecek irade ve kararlılığa sahiptir, yani yerel medyaya karşı sorumluluğunun bilincindedir. Tüm bunların Fakültelerin görevi kapsamında olup olmadığını, yerel medyanın ihtiyaçlarına ne denli karşılık verip vermeyeceğini ya da İletişim Fakülteleri derman sunmaya hazır olsalar bile, yayın kuruluşlarının buna hazır olup olmadığını ise şu an tartışma dışı bırakıyoruz.
Madem ki yerelde ve yerel medyanın yanı başında böyle bir imkan var. Neden yararlanma yoluna gidilmesin? Ya da tersi niye mümkün olmasın? Yani, İletişim Fakülteleri yerel medyadan daha fazla yararlanamaz mı? Evrensel bilgiye eşiklik eden akademi çatısının, küresel düzeyde yayın yapabilen yerel medya da dahil olmak üzere, kuşkusuz, tüm medya kurum ve kuruluşları ile doğrudan ilişki içinde olması gerektiğini bir öngerçek olarak kabul ediyor ve mevcut durum ile hep birlikte yaşadığımız sorunlara -en azından şimdilik- bu kadar değinmekle yetiniyoruz.

Sorunlara çözüm üretebilmek için ne yapmalı?
Ya da soruyu biraz daha açalım ve şöyle soralım: Yerel medya üniversiteden, üniversite yerel medyadan nasıl yararlanmalı? Üniversite ile yerel medya birbirlerine nasıl yaklaşmalı, nasıl yakınlaşmalı?
Yaklaşma ve yakınlaşma için öncelikli önerimiz, az önce de belirttiğimiz gibi, yerel medyanın bilgi ve enformasyonu edinme, yayma hak ve özgürlüğü çerçevesinde yaşadığı teknik ve pratik sorunların tartışılacağı, çözüm yollarının aranacağı, birlikte alınacak karar, ilke ve kuralların en yansız biçimde belirleneceği yerin, doğrudan kar amacı gütmeyen üniversiteler olması gerektiğidir. Bunun bir kez daha altını çizerken, yerel medyanın buluşma ortamı olarak İletişim Fakültelerinin diğer yerel kuruluş ya da örgütlenmelere kıyasla daha nesnel, daha elverişli, daha verimli bir platform olabileceği öngörüsünü taşıyoruz. Üniversitelerin kapısı herkese açık olduğuna göre düşünce ve eylem geliştirmenin, ilkesel kararlar almanın birincil adresi de doğal olarak yereldeki üniversite olmalıdır.
Yerel medya ile en yakından kaynaşma imkanına sahip olan bu adres, bilgi üretme ve sorunların tartışılma mekanı olmalı; güven iklimini esas alan tümükapsayıcı ve toparlayıcı bir işlev görmelidir. Bu işlevi yürütme sorumluğunu ise, tüm yerel medya emekçileri ve örgütleri, akademisyenler, öğrenci temsilcileri, hatta yerel bürokrasi ve iş dünyası temsilcilerinden oluşacak ve adına “Yerel Medya Platformu” diyeceğimiz çok aktörlü, çok ortaklı, çok katılımlı bir ‘şemsiye oluşum’ üstlenmelidir. Üniversite çatısı altında işlev görecek Yerel Medya Platformu ile platform bünyesinde oluşturulacak alt çalışma koza ya da gruplarının aldığı kararlar, yaptığı etkinlikler, eğitimler ve hatta -RTÜK’ün de işini kolaylaştıracak türden- denetim/özdenetim/içdenetim işlemleri yerel medya için bağlayıcı olacak ama tüm işlem, karar ve tedbirler, hatta yapılacak uyarılar centilmenlik esasına göre yürütülecektir. Eksiklikleri tespit etmek, nelerin öncelikle yapılacağına karar vermek ve yapılacakları şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik, verimlilik, uyum gibi (yönetişimsel) ilkeler çerçevesinde planlamak, yine Platformdaki kurulların sorumluluğu kapsamında bulunacaktır.
Böylesi geniş katılımlı bir Yerel Medya Platformu oluşturulamıyorsa, üniversite çatısının hiç değilse üniversite ile yerel medyanın deneyimlerinin paylaşıldığı yer olmasında ısrar edilmeli, zaman zaman belirli konu ve konuşmacılar eşliğinde ve, çoğu kez yapıldığı üzere, toplantı, panel, seminer gibi çeşitli iletişim ortamlarında sıkça bir araya gelinmeli, deneyimler etkileşimli biçimde paylaşılmalı ve taraflar ya da muhataplar çeşitli konu, sorun ve gelişmeden haberdar edilmelidir.
Beri yandan, eğer bir Platform kurulacak olursa, yerel medyanın çeşitli sorun, ihtiyaç, eksiklik ve tartışma konuları daha kolay gündeme taşınabilir. Örneğin;
  • yerel radyolar nasıl müzik yayını yapmalı? Küresel müzik nedir, yerel müzik nedir? (Böylesi sıradan ve yalın bir tartışma, radyoları tektipleştirme, radyoların renk ve tarzlarını engelleme riskini göz önünde bulundurmalıdır.) Ayrıca radyolar müzik kutusu olmak türünden çeşitli suçlamaların üstesinden nasıl gelebilirler?
  • yerel televizyonlar, ulusal televizyonlarda izleyici toplayan programların yerel versiyonlarını üretmek kolaycılığı yerine -bunu ulusal kanallar da maalesef başka ülkelerin programlarını taklit ederek yapıyorlar!-, ulusal televizyonların taklit edebileceği program formatlarını yerelde geliştirmek nasıl mümkün olur?
  • yerel habercilik yerele ne ölçüde yer vermeli: tümüyle mi? kısmen mi? Örneğin Başbakan’ın ABD Başkanı ile görüşmesi yerel medya için ne denli haber değeri taşımalıdır. Bunu ulusal basından ayrıntılı biçimde izleme imkanına sahip yerel medya tüketicisi bu konuda yerel medyaya ihtiyaç duyar mı? Öyleyse, yerel kendini nasıl daha yerel hale getirebilir? Öte yandan, Babıali ya da ulusal medya sonuçta İstanbul yereli değil midir? Anadolu’daki medya tüketicisi İstanbul yereline mi mahkumdur? Yerel medya kendi yerel gündemini daha güçlü biçimde nasıl oluşturabilir?
  • yerel medya ile iletişim fakültesi ilişkisi nasıl daha verimli hale getirilebilir. Yerel medya yereldeki iletişim fakültesi için neler yapabilir ya da yapmalıdır? İletişim fakülteleri yereldeki medya sektörü için neler yapabilir ya da yapmalıdır? Tarafların birbirlerinden beklentileri tam olarak nedir? Olası iletişim eğitimi sorunları[ii]nın çözümüne sektör nasıl katkı sağlayabilir?
  • yerel medya seminerleri çok daha katılımlı biçimlere doğru kaydırılamaz mı? Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, RTÜK ve benzeri kurumlarca yapılanlarla yetinilmeli mi? Yerel Medya Eğitimi, üniversitenin desteği alınarak, en azından ihtiyaç duyulan konularda ve belirli periyotlarda düzenli biçimde yapılamaz mı? Adeta diploma gibi katılımcılara ‘eğitim belgeleri’ düzenlenip, bu belgelerin zaman içinde ‘çalışma belgesi’ gibi bir konuma çekilmesi sağlanamaz mı?
  • etik açıdan bakıldığında, her yerelin kuşkusuz kendi içinde, medyaya dönük olarak özel şartlar taşıdığını teslim etmek gerekir: Antalya gibi bir turizm şehri için ortaya çıkan sorun, konu ya da ihtiyaçlar Kayseri gibi bir sanayi şehriyle aynı olmasa gerektir. Bu yüzden bilinen Basın Meslek İlkeleri’ne yerelin ihtiyaçları doğrultusunda bir takım ekler, değişiklikler ya da düzenlemeler yapmak gerekir mi? Yerel medyanın etik kodlarını belirleyebilmek için yıllar yılı etik konusunu müfredatına alan iletişim fakülteleriyle karşılıklı ilişkiler geliştirilemez mi?

Peki mevcut durumda atılması gereken somut adımlar ne olmalı?
Yukarıda sıraladığımız gibi, gündeme taşınabilecek bir dizi sorunun ardından, üniversite ile yerel medya yakınlaşması için atılması gereken öncelikli adımları birkaç başlıkta belirginleştirmeye çalışalım;
  • paylaşım: Yerel medya gerek akademik deneyime katılarak gerekse akademiyi bizzat kendi mekanlarından yararlandırarak akademik düzeyli uygulamalara katkı sağlamayı önemsemeli, ya da tam tersi, akademideki bilgi ile birlikte akademinin teknik imkanları da bir protokol çerçevesinde karşılıklı paylaşıma açılmalıdır (; yani bir yandan yereldeki bir gazete matbaası, mekanını belirli zamanlarda akademinin kullanımına sunarken, diğer yandan akademi de her hangi bir stüdyo ya da laboratuarı yerel medya çalışanlarına sunabilmelidir.)
  • paslaşma: Akademiyle sektörün karşılıklı olarak birbirleriyle paslaşmaya ihtiyaçları var. Akademisyenlerin de bilgi ve deneyimleri yerel medyaya akmalı (örneğin Gazi İletişim’nin uyguladığı Yerelnet[iii] adlı haber bilgi paylaşım ağı bu kaygıyı yansıtıyor);  yereldeki çeşitli yayın kuruluşlarındaki deneyimli medya emekçileri de akademiye gerek ders sorumluluğu alarak gerekse konuk konuşmacı olarak katkıda bulunmalıdır.
  • ortak projeler: Yereldeki radyo ve televizyonlarda çokça karşılaşılan program çeşitliliği sorununun giderilmesi ve çeşitliliğin artırılması için ortak projeler yürürlüğe sokulmalı; özellikle öğrenci çalışmalarına yer verilmelidir. (İletişim fakültelerinin yetiştirdiği öğrenciler -hiçbir staj dayatması olmadan gönüllü talepleri doğrultusunda- zaten yerel medyada çalışıyorlar. İşvereni memnun edecek biçimde kaliteli işler çıkardıklarına zaman zaman tanıklık ediyoruz)
  • araştırma: İletişim fakülteleri yerel medya için ‘izleme, dinlenme, okunma oranları’, ‘haber, yazı ya da programların beğenilme ve algılanma biçimleri’, ‘yayın kuruluşlarındaki sorunların tespiti’, ‘ihtiyaç ve beklentilerin belirlenmesi’ gibi aylık ya da yıllık periyodlarda araştırmalar yapabilir. (Araştırma sonuçları yerel aktörlerle birlikte, RTUK ve ilgili kuruluşlar nezdinde de bağlayıcılık taşıyabilir.)
  • istihdam: Artan iletişim mezunlarının istihdamının sağlanması ve/ya da yerel medyanın gelişimi için iletişim mezunlarını özendirici (ücret, sosyal imkanlar gibi) tedbirler geliştirilmelidir. (Yerel medyanın gelişimi için öncelikli olan bu durum iletişimcilerin istihdam sorununun da kısmen çözüme kavuşmasına yardımcı olacaktır.)
  • staj: Staj uygulamaları esası, yerelin talepleri doğrultusunda ortak bir protokolle tüm öğrencilere zorunlu hale getirilebilir. (Böylelikle, hem öğrencinin sektörle erken tanışması hem de sektörün daha verimli ve daha nitelikli insan kaynağını yerinde gözleme imkanı bulması sağlanır.)

Son Sözler
Kimi zaman gerek üniversitenin gerekse yerelin birbirlerinden şikayet edecek konulara maruz kaldıklarına tanıklık ederiz. Bunu yapmak yerine tarafların birbirlerini anlama ve her türlü güçlük karşısında birbirlerine yardımcı olmaya çalışmaları, kuşkusuz, daha üretken ve daha verimli sonuçlar doğuracaktır. Amaç yereli birlikte kalkındırma sorumluluğunu üstlenmek ise sorunların üstesinden birlikte gelmek azim ve kararlılığı göstermek kesinlikle daha yeğ tutulmalıdır, ama bu durum bir tarafın özel sektör diğerinin bir kamu kuruluşu olduğunu görmeyi de engellememelidir. Birbirinin konumunu iyi değerlendiren, iyi okuyabilen kurum ya da kuruluşlar ister kamu ister özel sektör olsun sorunların üstesinden daha kolay gelebilirler.
Burada serdetmeye çalıştığımız düşünce ve öneriler, ancak ve ancak iyi niyetli çabaları ortaya çıkarmak niyeti taşımaktadır. Bu yüzden, karşılıklı konum ve sorunların bilincinde olarak, yerel medya ve akademinin ortak katılımlı karar ve projeleri hiç vakit kaybetmeksizin bir an önce yürürlüğe sokması gerekmektedir. Bu işbirliği ve dayanışma kültürü, kuşkusuz, gerek yerel medya için dillendirilen –örneğin, reklam pastası bölüşümünde alınan ilke kararlarına uymama, ilan gazeteciliği, yayın kuruluşunun kimi konu ya da kişiler üzerinde tehdit unsuru olarak kullanılması gibi- çeşitli iddia ve olumsuzlukları giderme gerekse akademinin veriminden azami düzeyde yararlanma yolunu açacaktır.
Sonuçta kendi sorunlarının üstesinden gelmiş, aynı zamanda küresel açılımlarıyla ülke tanıtımına katkı sağlayan bir yerel medyayı düşlemek artık hiç zor değildir.


· bu metin, 22 Kasım 2007 tarihinde Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi, RTUK, RATEM ve Kayseri Gazeteciler Cemiyeti İşbirliği ile Kayseri’de düzenlenen “Yerel Medyanın Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu panelde tebliğ olarak sunulmuş ve Radyovizyon, Sayı 13'de yayımlanmıştır.


[i] Örneğin bak. Sedat Özel, Yerel Radyolarda İçerik Oluşturma Sürecine Etki Eden Faktörler ve Bir Uygulama Örneği: Radyo KYÖD (yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Tez Danışmanı: Y. Doç. Dr. Nigar Posteki, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim Bilimi Anabilim Dalı, 2005; ve Murat Varlı, Kocaeli'de Yerel Televizyonlar, Sorunları ve Çözüm Önerileri (yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Tez Danışmanı: Prof. Dr. Şermin Tekinalp, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim Bilimi Anabilim Dalı, 2003.
[ii] Sorunları anlayabilmek için örneğin bak. Bilal Arık, “Türkiye’de Gazetecilik Eğitimi: Tespitler ve Açmazlar”, Bir Sorun Olarak Gazetecilik içinde, Ed. Bilal Arık ve Mustafa Şeker, Konya, Tablet Yayınları, 2007.

[iii] Yerelnet’in iki açıdan yarar sağlaması bekleniyor. İlk yararı üniversiteye dönük olacak: öğretim üyeleri görüşlerini ve önerilerini toplumun bilgisine sunma, toplumla paylaşma imkanı bulacak.

Yerelnet, toplum ile üniversite ilişkisine katkı sağlarken,

·          yerel basını güçlendirecektir,

·          üniversite toplum ilişkisini güçlendirecektir,
·          toplumsal sorunlara çözüm arayışını geliştirecektir,
·          üniversitenin çözüm üretme kapasitesini geliştirecektir,
·         demokrasiyi güçlendirecektir. (http://yerelnet.gazi.edu.tr/yerelnet.php, 20.11.2007)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder