2 Şubat 2012 Perşembe

louis-rené des forêts ile söyleşi


Louis-René des Forêts ile Söyleşi
Jean-Louis Ezine
Türkçesi: Mete Çamdereli

Yazd›¤› üç kitap, Louis-René des Forêts'nin yüzy›l›m›z›n önde gelen isimlerinden biri olarak benimsenmesine yetti. «Dilenciler», «Geveze» ve «Çocuklar›n Odas›» ça¤dafl edebiyat›n mihenk tafl›; hatta, modern roman›n ve sorunlar›n›n kayna¤›n› göstermek, ya da ça¤› sorgulamak söz konusu oldu¤unda, eli kalem tutanlar›n bafl vurdu¤u bir model, bir referans oldu. Sartre'dan Maurice Blanchot'ya, kimse bu noktada yan›lmad›. Günümüz yazarlar›n›n hepsi, özellikle en iyileri «Geveze»nin -1947'den bu yana, roman yazma biçemine yepyeni yollar açan bir monolog; kesintisiz yalan söyleyen birinin flafl›rt›c› monologu- yazar›na birfleyler borçludur. Louis-René des Forêts'nin herkeste bulunmayan özelli¤i, küçümseyen ve reddeden bir insan olmay›fl›d›r. Bu özellik, dehas›n›n iki k›vr›m› aras›nda dili sorgulamay› sürdüren ve onun görüntülerinin peflini b›rakmayan ola¤anüstü bir büyücü özelli¤idir. Ayn› zamanda flair olan Forêts, «Denizin Cadalozlar›» ve «Samuel Wood fiiirleri» adl› iki kitap yay›mlad›. Yirmi yafl›ndan itibaren, «Ostinato» adl› zor bir otobiyografiyi kaleme ald›. Bu eserin bir kaç fragman› masals› bir görünüm arz eder. 1991'de bütün eserlerine verilen Büyük Ulusal Edebiyat Ödülü'nü ald›. Bugün 77 yafl›nda. Her sabah saat 6.ºº'da asker sigaras›n› yakar ve yazmaya bafllar.



                Le Nouvel Observateur. - Oldukça gizemli ve bir o kadar da karanl›k olan eserleriniz, Maurice Blanchot, Yves Bonnefoy, Edmond Jabès ve di¤er bir çoklar› gibi müflkülpesent davran›fllar›yla tan›nan yazarlara ilham etti¤i yorumlarda da görüldü¤ü üzere, ça¤›m›zla, ça¤›m›zdaki dilin yazg›s› ve sorunlar›yla s›k› bir ba¤ kuruyor sanki. Ama eserleriniz üzerine, Jean Roudaut'nun bugün yapt›¤› türden ayr›nt›l› ve sistemli bir çal›flma yap›lmam›flt› flimdiye kadar. Okudunuz mu onu?
                Louis-René des Forêts. - Elbette okudum. Çok lütufkâr yaklafl›m›na ra¤men, yine de ilgiyle okudum. fiimdiye kadar yuvarlak bir de¤erlendirme bile yapmayan o s›ralad›¤›n›z isimler aç›s›ndan ben bir istisna teflkil ediyorsam da, yaz›lar›m konusunda, genellikle, olumsuz bir yarg› üreten elefltirilere dikkatimi daha kolayl›kla veriyorum. Sezgisel olarak, onlarla ayn› kan›da olma e¤ilimindeyim. ‹nan›n  gönülden söylüyorum. San›r›m, yaln›zca mizaç meselesi. Fakat Jean Roudaut'nun çal›flmas›na hayran olmamak mümkü mü? Bu çal›flma derin bir kavray›fl›n ürünü gibi görünüyor. Bende oluflturdu¤u düflünce, onun hem eksiksiz hem de duyarl› bir çal›flma oldu¤u yönünde.
                N. O. - Çok kaba ama oldukça do¤ru olan kural d›fl› (galât) bir sözcü¤ü nitelendirirken gösterdi¤iniz dikkat, isminizin ve kitaplar›n›z›n uyand›rd›¤› ilgi, bugünkü  edebiyat manzaras›nda yazar olarak iflgal etti¤iniz çok genifl olan yerin ötesine geçiyor. Çünkü, bu yer az bulunurluk ve yokluk ile tan›mlan›yor. Bu paradoksun fark›nda m›s›n›z?
                L. -R. des Forêts. - Herfley az çok anlafl›l›r. Bu konuda bir de¤erlendirme yapmayaca¤›m. Büyük bir ilgiye mazhar olma düflünülmez, hatta beklenmez böyle bir fley. Gerçekten tamam›yla imkans›zd›r bu, belki zamanla bir az mümkün olabilir. Asl›nda iki okuyucu yeter insana. Ço¤u kez, yazarlar için bir yazar olarak tan›mland›m, bu beni fazlaca huzursuz ediyor zaten. ‹stedi¤im kesinlikle bu de¤il.
                N. O. - Hep mahrem mi kalacaks›n›z?
                L. -R. des Forêts. - Böyle bir ahdim yok. Yazarken, bir amac›m›z olsa ve onu baflkalar›yla paylaflabilsek ya da onu baflkalar›na ulaflt›rabilsek bile, ne amaçla yazd›¤›m›z› bilmeyiz. Ayr›ca baflar›, hiç de kesinkes elde edilmez. Bir yazar, baflar›s›zl›¤›n oldu¤u kadar baflar›n›n da tehdidi alt›ndad›r. Bunlar, yazar›, söylemek ve iletmek zorunda oldu¤u fleyin karfl›s›nda bile eflit bir güvensizlik içinde b›rak›rlar. Öyleyse bu konudan söz etmek mümkün mü ya da ak›lla kavranabilir mi bu? Ama sorunuzu kendili¤inden cevaplayabilmek için,  bu yüzden do¤acak kusurlar› da göz ard› ederek, bir sözün ya da bir eserin yank›s›n› ölçmek gerekirse, bir çok tip araç kullanmak gerekecektir, zira, inan›yorum ki, bir çok tip okuyucu var.
                N. O. - Üstelik ayn› eserin bir çok tip okuyucusu var. Örne¤in çok tan›nan ve çok an›lan kitab›n›z›, yani «Geveze»yi ele al›rsak, bu metnin, yaln›zca, 1947'den beri asla demode olmad›¤›n› de¤il ayn› zamanda modernli¤inin geçen zamanla ve ilham etti¤i farkl› yaklafl›mlarla de¤iflti¤ini saptayabiliyoruz. Maurice Blanchot'nun 1963'te yay›mlad›¤› ünlü sonsözün ciddili¤iyle, iki y›l önce Avignon Festivali'nde aktör Charles Berling'in, ona, oynayarak yükledi¤i hemen hemen kömik yorum aras›nda ortak  olan ne olabilir? Metnin bir virgülüne bile dokunulmad›¤› halde. Bu iki e¤ilimi mant›ksal olarak uzlaflt›ramasak da, metnin kâh üzüntü verici, kâh mizahî olarak göründü¤ü de ortada.
                L. -R. des Forêts. - Evet, ben de onu tiyatroda dinlerken, itiraf edeyim, gülüyordum ve gülerken de çok sevdim onu. Ama o yorum yaln›zca komik de¤ildi. Çok olmasa da dokunakl› anlar bile vard›. Asl›nda bununla birlikte, «Geveze»nin o güne kadar ifade edilmeyen ironik içeri¤i bunu f›rsatla daha iyi ortaya ç›k›yordu. Ama bu tür bir yenilenme ya da beklenmedik de¤ifliklik, kapal› ve bazen de bilinçsiz bir çal›flman›n yeniden okumalarda ortaya ç›kan do¤al sonuçlar›ym›fl gibi de anlafl›labilir. Zaman, öyleyse, belirgin bir rol oynuyor bu noktada, zira, zaman bizim için geçtiyse de, görme biçimlerimizi, hatta edebi bir metin karfl›s›nda de¤iflmez olarak sunulan fleyin biçimlerini bile de¤ifltirmeyi baflararak geçti. Beni ço¤u defa çarpan bir fenomendir bu, özellikle flu koflulda: Gençli¤imde okudu¤um bir kitab›, uzun y›llar sonra yeniden elime ald›¤›mda onu tan›yamam. En az›ndan, ilk okumamda kafamdaki topografyada ona ay›rd›¤›m yeri bulamam. Bu duruma yabanc› bir roman›, «Rüzgarl› Bay›r»› örnek olarak gösterebilirim. Emili Bronte'nin bu roman›n› ilk kez okudu¤umda 18 ya da 19 yafllar›ndayd›m. Onu hem -benim imgesellefltirdi¤im- düflsel, hem de -her haliyle benim o zamanki yaflam›mla belli ba¤lar kuran- tüm cepheleriyle gerçek bir yerde konumland›r›yordum. Bu dönüfltürüm oldukça tuhaft› belki de. Örne¤in, «Rüzgarl› Bay›r»›n önemli sahneleri, büyükannemin Poitou'daki malikanesinin mutfa¤›nda geçiyordu. Nedendir bilmem, öyleydi iflte! Ama çok daha sonralar›, eseri yeniden okudu¤umda, s›k›nt› duydum: Art›k onu hiç bir yerde ayn› biçimde konumland›ram›yor, art›k sahneleri ayn› yerde, ayn› dekorda göremiyordum. Oldukça tuhaf belki ama beni iyiden iyiye s›kt›. O kitab› bir daha elime al›r m›y›m hiç. An›lar›m› hafifleten hatal› çeviriyi suçlayam›yordum yine de. Zira yabanc› eserler, ayr›ca, birbirini tutmayan çeviriler aras›nda bazan çat›flma ve çekiflmelere sahne olurlar. Emili Bronte'nin baflyap›t›n›n flimdi baflar›s›z oldu¤unu söylerken, benim, birkaç y›l aradan sonra onu yeniden okumam s›ras›nda, son derece rahats›z edici, hatta bazan s›k›c› olan görüfllerimin de¤iflmesinde pek bir etkisi olmamas›na ra¤men, Jacques de Lacretelle'in yapt›¤› çevirinin bana çok yavan geldi¤ini de belirtmeliyim.               
                N. O. - Öyleyse bu düfl k›r›kl›¤›n› nas›l aç›klayabiliriz? Hangi prustyen s›rlarla, yeniden hat›rlamaya iliflkin hangi yakalanmaz inceliklerle?
                L. -R. des Forêts. - Belki bütün bunlarla, Proust'un tastamam tasvir etti¤i fleylerle. Onu geçenlerde biraz okudum, Combray'i canland›rd›¤› bütün bölümü. Oraya gitmifltim. Deyim yerindeyse, bir turist merakl›l›¤›yla görmüfltüm oray›. Sonuçta, okurken edindi¤im herfley mahfoldu. fiimdi bak›n, hani sevdi¤iniz bir roman›n sinemaya uyarlan›fl›, tasviri aç›dan hep kötü sonuç verir ya; sizinkilerle örtüflmeyen bir görünüflü size empoze eder ya, iflte öyle. Oysa düflleme sürecinde belli bir dalgalanma gereklidir. Kurguyla gerçeklik, ancak birinin di¤erine sar›lmas›, adeta birbirlerine geçmeleri kofluluyla bir arada uyumlu olarak bulunabilir.
                N. O. - Ama siz, yine de, sinema serüvenlerine bizzat kat›ld›n›z, de¤il mi?
                L. -R. des Forêts. - Evet, gerçi «kat›lmak» iddial› bir sözcük, ama onu iki flekilde yapt›m. Birincisi aktör olarak, bunu biliyor muydunuz? Otuz y›l kadar önce, François Weyergans'›n bir filminde gerçekten oynad›m. Çok iyi anlayamad›¤›m tuhaf bir roldü. Zaten onu da bir kez Cinématèque'teki gösterimi s›ras›nda izledim. Bu film, Ramuz'un ilk romanlar›ndan biri olan «Aline»den çekilmiflti, senaryodaki gibi canland›rd›¤›m› sand›¤›m bafl›bofl dolaflan gizemli adam›n d›fl›nda. Bu adam senaryoya sonradan eklenmifl. Weyergans, roman›, oraya bu yabanc›y› sokarak dönüfltürmüfl. An› olarak bende kalan ve çok çarp›c› buldu¤um, ekranda göründü¤üm her defas›nda, herkes gülüyordu. Üstelik komik bir kiflilik de de¤ildi, ama yan›nda al›fl›lmad›k bir fleyler gezdiriyordu. Kan›mca gülünmesine sebep buydu.
                N. O. - Dostunuz Pierre Klossowski'nin yan›nda göründü¤ünüz film bu muydu?
                L. -R. des Forêts. - Evet, o bir köy hekimiydi. Birlikte düflledi¤imiz ve oldukça üzerinde çal›flt›¤›m›z bir diyalog oluflturmak zorunda kalm›flt›k. Sözcüklerin dönüflümünü ve düflünüfl biçimini, çoklukla Avusturyal› filozof Wittgenstein'dan alm›flt›k. Klossowski, ayr›ca, onun yaflarken yay›mlanan tek eseri ünlü «Tractatus logico-philosophicus"u de çevirmiflti. Hayat›m›zdan gerçekten memnunduk, her fley çok görkemliydi. Ama ne yaz›k ki, haz›rlad›¤›m›z diyalog montajda uçtu. Kuflkusuz filmin en etkili anlar›ndan biriydi bu. Yaln›z o dönemde, Bresson'un iste¤i do¤rultusunda yürüyen bir sinema yap›ld›¤›n› söylemek gerek: Görüflmek imkans›zd› onunla. Onun sözü üzerine kap›lar aç›l›r ya da kapan›rd›. Verilen belli belirsiz cevaplar, çok güzel bofl lak›rd›lar olurdu ço¤u kez. Bir keresinde de, bir hayaleti oynad›m. Hugo Santiago'nun «Satürn'ün Kald›r›mlar›» adl› filmindeydi. Arjantinli bir tango kompozitörünün hayaliydim ve çok siyaset kokan bir anlat›da zaman zaman görünüyordum. Konuflmuyordum, tamamen dilsiz bir roldü, beni çok e¤lendirmiflti.   
                N. O. - Aktörlük yapt›n›z demek, tuhaf do¤rusu, çok flafl›rd›k gerçekten. Sahte bir Bresson filminde göründü¤ünüz dönemde, biz, Jean-Luc Godard'›n filmindeki Çinli k›zla konuflan Brice Parain'i keflfediyorduk.
                L. -R. des Forêts. - Belki o dönemin gere¤iydi bu, ama kendi ad›ma, özellikle fantastik türe iliflkin olan sinema anlat›s›n›n do¤as›yla yazarl›k iflim aras›nda gerçek bir ba¤ oldu¤una inanm›flt›m. Raymond Queneau ile, ‹flgal y›llar›nda gizli kalm›fl Amerikan sinemas›n› ve !949'da, Biarritz'de, yasaklanm›fl Film Festivalinde, Antonioni'nin ilk filmlerini keflfetti¤imde, fantastik türe büyük ilgi duymufltum.
                N. O. - Sinemay› iki flekilde yapt›¤›n›z› söylemifltiniz. Di¤eri neydi?
                L. -R. des Forêts. - Senaristlik denebilirse, senaristlik yapt›m. Sonuçta, dürüst olmak gerekirse, yapmak zorunda kalacakt›m. René Clément, benden, 1943'te yay›mlad›¤›m ilk roman›m «Dilenciler»den bir senaryo çekmemi istemiflti. Bu projet olumlu sonuç vermedi. Daha sonra, Gabriele D'Annunzio'nun bir anlat›s›n› yazmam› istedi. Bu da daha çok bir adaptasyon olmufltu. Has›l› salt bir senaryo ortaya ç›km›yordu.  Bir an önce yap›p benim için yorucu olan bu iflten kurtulmak istiyordum. Böylelikle daha sade bir sinopsis ç›kt› ortaya. Onun çok vasat oldu¤unu biliyordum ama oldukça hofltu. Hat›rl›yorum, René Clément beni evine davet etmiflti. Kendisine baflrol teklif edilen Michèle Morgan da gelecekti, ama yazar› oldu¤um s›k›c› flemay› henüz okumam›flt›. Michèle Morgan önemli bir y›ld›zd›. Onu bekliyorduk. René Clément beni rahatlatmak için, bana: «Endiflelenme, o aptal›n tekidir.» dedi. Gelifliyle birlikte sinopsisimi alarak bir odaya kapand›lar. Sonunda, Michèle Morgan, onu çok iyi buldu¤unu söyleyerek ç›kt› odadan d›flar›. Bence pek makul olmasa da, yine de bir kaç çekince koymufltu. Ama benim yapmam gereken daha zor bir ifl vard›. Projeyi, Jean Aurenche ve Pierre Bost'un incelemesine sunmak için Normandiya'ya gittik. Orada, Bost'un önünde, berbat metnimi yüksek sesle okurken ve bu çetin seans›n sonuda, metin hakk›ndaki «çok kötü!» karar›n›n okunmas›n› dinlerken çok büyük bir azap çektim. Ac› da olsa gerçek buydu, dedim. René Clément gecenin kalan k›sm›n› beni öyle olmad›¤›na ikna etmekle geçirdi. Her fley iyiden iyiye baflar›s›zl›¤a u¤ram›flt›, yak›n arkadafl›m Queneau ile film yapma düflünceleri de. Yeni yeteneklerin önünü açmak için genç aktörlere bofl film bobinleri verdi¤imiz bir anda her fley bitti, tam da k›vam›na geliyorduk. Do¤rusu, asla gerçeklefltiremedi¤im bunun gibi bir çok fleyi yapmak istemifltim.
                N. O. - Neyi örne¤in?
                L. -R. des Forêts. - Aç›kças› aktör olmay› çok istemifltim. Maalesef bu alanda çok yeteneksizdim, zira bir oyuncuda olmas› gereken haf›za yok bende. Hep ayn› tuhaf rüyay› görüyorum; daha geçen gece yine ziyaret etti beni bu rüya, varsay›lan kahraman yine bendim tabi. Ama o gece öylesine afl›r›yd› ki, her an bir kabusa dönüflüyordu: Aktörüm ve Shakespeare'in bir oyununu oynamal›y›m. Rolümü ö¤rendim, onu biliyorum. Hatta eksiksiz biliyorum onu. Oysa , tam sahneye ç›kma vakti geldi¤inde, bende hiç bir fley kalm›yor. Bir sözcük bile yok. Ne yapmal›y›m? Kaçan metni do¤açlamay› düflünüyorum önce, ama her aktörün oyunu benimkiyle uyuflmayaca¤›na göre bu çözümun de mümkün olmad›¤›n› anl›yorum. Onlar›n önünde ihmalim yüzünden yerin dibine geçtim. Bu iflkenceden terler içinde uyand›m. Bu durumdayken, bir de kompozitör oldu¤um bir rüya görmeye bafll›yorum. Yazar› oldu¤um bir eseri yönetmek zorunda kal›yorum. Kürsüye ç›k›yorum ve orada, estrümanlar›n önünde hiç orkestra yönetmeyi ve bu konuda hiçbir fley bilmedi¤imi farkediyorum; hiçbir kural›n›, hiçbir tekni¤ini bilmiyorum. Bestemi duyurabilmem imkans›z. 
                N. O. - Korkunç ve tuhaf rüyalar görüyorsunuz. Onlar›, yani bu iki rüyay›, yazar olarak hakk›n›zda bildi¤imiz yere koymal›y›z: yaln›zca her sözün görüntüsünü vermek isteyen ve her eseri sessizli¤e dayanan bir yazar de¤il, ayn› zamanda kendisinden son derece kuflku duyan ve bitmemiflli¤i yazg›s›ym›fl gibi görünen bir yazars›n›z. Her fley geçiyor, siz sanki bu sessizlikle afl›n›yorsunuz, kitaplan›z bu yüzden herkesi kendine çekti.
                L. -R. des Forêts. - Rüyalar›m bana, kuflkusuz istedi¤imi yapamad›¤›m› söylüyor. Aktör olmay› çok istemifltim, ama kompozitör olmay› daha da çok. Beste çal›flmalar› yapmam›fl olmak, bende büyük bir üzüntü kayna¤›. Biliyorum saçma, hatta çok ütopik ama müzikte bir fleyler yapabilece¤imi düflündüm hep: yaln›z güçsüzlü¤ün verdi¤i bu tuhaf incelik veya bu cesaretle, ola¤anüstü olarak nitelendirebilece¤im fleyleri; maalesef edebiyat›n gerçekten ulaflmama hiç izin vermedi¤i, ne de mümkün k›ld›¤› fleyleri. Ayn› fleyler de¤il bunlar.
                N. O. - Yine de, kabuslar›n›z› berirleyen bu yorumlama yeteneksizli¤i ama. Söz bir par›lt› oldu¤una ve susma imkans›zl›¤› da konuflma imkans›zl›¤›yla ayn› olmad›¤›na göre, kitaplar›n›zda söylenen fleylere nas›l olur da bu yeteneksizlik yans›maz?
                L. -R. des Forêts. - Evet ama hiçbir fleyin hiçbir fleyi telafi etmedi¤ini söylemeye çal›fl›yorum. Benim müzikteki yeteneksizli¤imin yeri, edebiyatta zaten tart›fl›labilir olan basit bir yetenekle doldurulmaz.
                N. O. - Bununla birlikte, sizin de di¤erleri gibi, yeniden bir iç dengesizlik kurmak ve orada eksik olan ahengi vermek için yazd›¤›n›z› düflünebiliriz. Ronsard tarz›nda örne¤in, onun kendi fliirinde, duymad›¤›, fiziksel olarak duymad›¤› bir müzi¤i arad›¤›n› biliyoruz.
                L. -R. des Forêts. - Örnekleyeceksek belki daha çok, sa¤›r olduktan sonra son derece ola¤anüstü beste yapan Beethoven'›n durumunu söyleyebiliriz. Besteledi¤i son dörtlüleri hiç iflitmedi¤i kan›s›nday›z. fiimdi, baz› müzisyenler, dinleyicilerin müzikten ne istedi¤ine ald›rmayabilir ve onlar için müzi¤in ne amaçla yap›ld›¤› her fleyden sonra gelir. Bir gün kompozitör dostlar›mdan birine, özellikle onikisesli müzi¤in kuramc›s› olarak tan›nan René Leibowitz'e, bestelerinin bir konserde hiç dinlenilmemesinin kendisine yetip yetmedi¤ini sordum. Sorumun bu sertlikte oldu¤unu sanm›yorum ama onun verdi¤i cevap beni flafl›rtm›flt›: «Ben mi? Hay›r: ben, yazd›¤›m› dinliyorum.» Üstelik, onu dinlemek için bir partisyonun okunmas›n›n kendisine yetti¤ini söylüyordu. ‹çtenli¤inden, tekni¤inden kuflku duymamakla birlikte, yöntemi virtüozluk gerektirmenin ötesine geçti¤inden, iflin o taraf›na kesinlikle hiç inanmad›¤›m› itiraf etmeliyim. Okuma dinlemenin yerini tutamaz çünkü.
                N. O. - Ama siz, kendiniz de «Ostinato»yu yay›mlamay› kabul etmiyorsunuz. Bu eser, kendi portrenizi ve yaflamöykünüzü and›ran bir ›rmak-anlat›; yaklafl›k yirmi yafl›n›zdan beri kaleme ald›¤›n›z ve, Ortaça¤ anlam›yla «okunmas› gereken fley»in, yaflam›n›z›n efsanesi. Ondan yaln›zca bir kaç fragman gösterdiniz. Bir gün belki büyük bir eseriniz olacak fleyi yay›mlamay› reddediyorsunuz. Bu da ayn› nitelikte bir saklama, de¤il mi?
                L. -R. des Forêts. - Maalesef, de¤il. Engellenmifl bir müzik tutkusunu sözcüklerle doyurmaya çal›flt›ysam da, bu ayn› fley de¤il. Daha çok, yaz› oyunlar›n› çeflitlendirirken, güfteye, ritmi¤e ve hatta fliire geçerken, kuflkusuz, beste yapmadaki yeteneksizli¤imi telafi etmek istedim. Bunu, «Dilenciler»in birbiri ard›s›ra gelen monologlar› için de söyleyebiliriz. Monologlar, tema konusundaki çeflitlemeler oldu¤u için, bir füg gibi görünürler.
                N. O. - «Ostinato»nun yay›mlanmas› size ba¤l›, niçin «maalesef» diyorsunuz?
                L. -R. des Forêts. - Yapamad›¤›m için.
                N. O. - Ama niçin yapam›yorsunuz?
                L. -R. des Forêts. - Oynanmam›fl müzikal bir eser olacak fleyle temelde bir farkl›l›k var. Bu varsay›mda eser, yine de var. Yorumcular›n› fazla beklemeyen bir partisyon bu. Halbuki orada, eser yok.
                N. O. - Belki eserin kilolarca elyazmas› var.
                L. -R. des Forêts. - Belki, ama «Ostinato» bir kitap de¤il.
                N. O. - Ne öyleyse?
                L. -R. des Forêts. - Bilmiyorum. Ne oldu¤unu bilmiyorum. Ama bir kitap de¤il.
                N. O. - Onu yaln›zca tamamlamak m› istiyorsunuz?
                L. -R. des Forêts. - Hay›r, böyle bir niyetim yok. Tamamlanamaz. Bir niyetten çok bir arzum var: Onu tamamlam›fl olmay› diliyorum, dilemekten de geri durmuyorum. Ama yapamam. Bu kitab› tamamlamay› baflaramam. Herfleyden önce, önceki kitaplar›n bir yap›s› vard›. O ise tasarlanm›fl de¤il, yazarken olufltu. Onda yap› olmad›¤› kan›s›nday›m. Orada boflbo¤azl›k etmifl olmaktan kayg›l›y›m. Korkunç bir tekrara düfltü¤ümü düflünüyorum. Çok uzun zamandan beri üzerinde çal›flt›¤›m için de dönüp dolufl›p ayn› fleyleri söylüyor olabilirim. Her kitap kendi anlat›fl biçimini ortaya koymal›d›r.
                N. O. - Afedersiniz. Çocukluk dönemi, anlat›lar›n›zda fliddetli bir tutkuya konu oluyor ve kisinlikle yitirilmifl bir cennet gibi ele al›n›yor. Art›k dile yans›t›lamayan o sevinç kayn›a¤›n›n yoklu¤una katlanam›yor musunuz? «Ostinato»nun tamamlanmamas›n›n as›l nedeni bu de¤il mi?Bu konuda yazar ne diyebilir acaba?        
                L. -R. des Forêts. - Hiçbir fley. Mümkündür. Bu konuda, gerçekten kendimi ifade edemiyorm.
                N. O. - Müzikteki «ostinato»,bir biçimin, bir ezginin s›kça yinelenmesi ve kula¤a aç›kça «obstination»u (inat,diretme ,vb.) ça¤r›flt›r›yor.
                L. -R. des Forêts. - Do¤ru. Hep yinelenir ve yeniden bafllan›r. Tamamlanmama, yinelenme tehlikesi buradan geliyor. Bu konuda sitemlerle karfl›lafl›yorum, ama hakl› oldu¤umuzu görüyorum. Gerçe¤i ifade etme iste¤iyle yan›p tutuflsak bile, bunu baflaram›yoruz. Yaln›zca ona yaklafl›yoruz. Esas olan kaç›yor. Neden? Çünkü hakikat yaln›zca bir soyutlma. Ayr›ca edebiyat›n ola¤and›fl›l›¤›n› (özgünlü¤ünü?) artt›rmak için, hakikate yalan yöntemlerle ulafl›l›r: Her kurgunun özelli¤i budur.
                N. O. - Sizi dinlerken, müzisyenden ya da ressamdan çok yazar›n araç-gereçten yoksun oldu¤u san›labilir.
                L. -R. des Forêts. - Kesinlikle öyle. Yazar donat›lm›fl de¤ildir. Onun bu türden bir malzemesi yoktur.
                N. O. - Belli bir dönem resim sanat›yla da u¤raflt›n›z. Yazma sizi düfl k›r›kl›¤›na u¤ratt›¤› için mi?
                L. -R. des Forêts. - Giriflti¤im bu deneyim çok tuhaf ve çok ayr› bir fleydi. Kuflkusuz resim sanat› denemeyecek amatör bir çal›flmayd› zaten. Onu, hiç bir komplekse kap›lmadan, bir tür sanat sarhofllu¤uyla, büyük bir keyifle yapt›m. Herfleye ra¤men size bir s›r verece¤im: Resim sanat› beni çok ilgilendirmiyor.  
                N. O. - Söyler misiniz, bütün giriflimlerinizin de¤erini niçin yöntemli olarak düflürüyorsunuz?
                L. -R. des Forêts. - Çok gülünç gelecek belki ama size, sahte bir tevazuyla bir fley söylemek istiyorum: Kendimi gerçekten yetenekli hissetmiyorum. Hakikat bu. Bunu duyumsuyorum.
                N. O. - Savafl s›ras›nda Résistance'a [‹kinci Dünyü savafl›nda Frans›z Direnifl hareketi, çev.] içindeydiniz. Savafltan sonra, 50 ila 60 y›llar›nda, ça¤›n entellektüellere yükledi¤i sert kavgalara kat›ld›n›z. Dionys Mascolo, Edgar Morin ve Robert Antelme ile Cezayir Savafl›na Karfl› Komite'yi kurdunuz. 121'ler Manifestosu'nun alt›na imza koydunuz. 1968'de, sizi Küba'da, bir kongrede görüyoruz ve May›s olaylar› size çok güzel bir metin ilham ediyor. Sonra bir fley yok, perde iniyor. Israr›m› ba¤›fllay›n: O aktüaliteden niye uzaklaflt›n›z?
                L. -R. des Forêts. - Bütün bunlara ra¤men, bir militan oldu¤um söylenemez. Asla da olmad›m. Hat›rlatt›¤›n›z epizodllar, güçlü bir politik tutuma tan›kl›k ediyor, bu kesin. Cezayir savafl›na karfl› bir komite düflüncesi yürekli bir davran›flt›, bu savafl›, herfleyden sonra, yapan biz oldu¤umuza göre. Ve bu savafl beni kesinlikle isyan ettiriyordu. 121'ler Manifestosunun, belki art›k, hangi noktada son derece k›flk›rt›c› oldu¤u aç›klanm›yor: Bu, orada savaflan Frans›zlar›n dönüp gelmesini istemekti. Ama bu protestolar, dünya ölçe¤indeki anlaflmazl›klar›n sonunda, toplama kamplar›ndaki tutumlar›n ac›mas›z bulunmas› sonucunda -özetle nas›l söylemeli?- kökleflti. Dostum Jean Frotté'nin dönece¤ini umuyordum, ama sonra ölüm haberini ald›m. Çok sonralar›, «Denizin Cadalozlar›»n› ona ithaf ettim. O s›ralarda, günlerimi tehcir edilenlerin kabul edildi¤i Lutétia otelinde geçiriyordum ve bu felakete olabildi¤ince çabuk tepki göstermenin gereklili¤ini orada farkettim.  
                N. O. - Ya bugün, bu trajik uyar›lar yap›lm›yor mu?
                L. -R. des Forêts. - Elbette yap›l›yor, ama olaylar zamanla kötüye gidiyor. Bense sa¤duyumu kaybetmedim henüz. Peki ne yapmal›? Eskinin tersine, flimdi zay›fl›k ve düflk›r›kl›¤› alt›nda yok oluyoruz. Benim bir de yafl sorunum var. Ama bana öyle geliyor ki, karfl› koyma tarzlar› art›k ayn› umutlar› tafl›m›yor.
                N. O. - Taahhütleflerek bir ifle giriflmek eskiye göre bugün daha m› zor?
                L. -R. des Forêts. - Evet zor, bir kaç baflar› flans› yakalayarak götürülüyorsa da, zor. Toplum, insanlar›n yaln›zca verilen bir anda kendi aralar›ndaki iliflkilerine bir ad koyabilmek için bile, söylenenlerin medya iktidar›nca orkestraya uyarlanan buland›r›lm›fl, sahte ya da yapmac›k bir söze ba¤l›. Bu isteri bana dokunuyor. Örne¤in radyo dinledi¤imde, söylenen söz miktar›na çok flafl›r›yorum. Söylenen fleylerin ço¤u, yaln›z flamatay› art›rmak için sanki. fiamata içinde herkes edilgen hale gelir. Buna ister katlan›n, ister abart›n hiç bir fley de¤iflmez. Söz gücünü kaybetmez ama rengini kaybeder. Düzeyli dil kullan›m› art›k yok. Köyde yaflayanlar art›k televizyon sunucular› gibi konufluyor ve inflaatlardaki boyac›lar art›k flark› söylemiyor, merdivenlerine radyo as›yorlar.     
                N. O. - Davran›fllar›n ve de¤erlerin birbirine giirdi¤i bu ortam yeni mi? Savafl s›ras›nda direnifle kat›ld›¤›n›zda, siz daha kötülerini de gördünüz..
                L. -R. des Forêts. - Kuflkusuz ama bu bir savaflt› biliyorsunuz. Savafl deyince akl›ma tuhaf bir an› geldi. Bir gün, Vichy'deki Park otelinin bahçelerindeydim. Sonralar› kendisine gizli faaliyetlerini yürütmesi için dairemi verece¤im, o zamanki Asya ‹flleri direktörü olan diplomat Jean Chauvel'e iadei ziyaret yapacakt›m. Ama art›k o eski havalarda de¤ildik. Bu kar›fl›kl›kta gizlice bir araya gelmeye çal›fl›yorduk. O gün parkta onu bekliyordum. Birden General Pétain'in geldi¤ini gördüm. Bana do¤ru yöneldi ve «izin verir misiniz, genç adam» dedi. Sonra kufllar› dinliyor edas›yla yan›ma oturdu. Dizleri boflan›yordu. Dondum kald›m. Ne yapaca¤›m› bilemedim. O da aç›kça öyleydi. Sonunda kalkt› ve yolunu tuttu.(Gülüflmeler.)
                N. O. - Böyle bir fotograf›n bugün yapaca¤› etkiyi düflünebiliyor musunuz!
                L. -R. des Forêts. - Ciddi bir yanl›fl anlamaya neden olurdu herhalde. Peki acele karar vermekten nas›l sak›nmal›? «Dilenciler»i 1943'de, ‹flgal s›ras›nda, Gallimard'da, yani Alman sansür kurulunun denetiminde yay›mlad›¤›m gün gençlerin hücumuna u¤rad›m. Hakl›yd›lar ve ben, bunu düflünmedi¤im için haks›zd›m. Bu olayda, bir ikinci düzeltme yapmak akl›ma gelmemiflti. Camus'nün, Sartre'›n veya Simon de Beauvoir'›n da, san›r›m. Bense bunun tam tersine, bu bask›n›n filmine, Shakespeare'den, içinde «direnifl» sözcü¤ü bulunan kuflkulu bir al›nt› yaparken, kendimi kahraman de¤ilse bile, çok yürekli olarak düflünüyordum. Kafamda yaln›zca bu vard› çünkü. Oysa hiç görülmemifl bile.   
                N. O. - Sahi Shakespeare ne diyordu orada?
                L. -R. des Forêts. - Hiç hat›rlam›yorum.
                N. O. - ‹flte kabusunuzun nedeni!   (hat›rlamamak, unutuvermek?)
                L. -R. des Forêts. - Hepimizin davran›fllar›nda naif bir yan vard›. Kuflkusuz bende de. Düflünür olmad›¤›m›, yani kalemin yard›m› olmadan düflünemeyen biri oldu¤umu biliyorsunuz. Ama ben, konufltu¤uzaman önemsiz hiç bir fley söylemeyen Georges Bataille gibi harika konuflmac›lar tan›d›m.
                N. O. - Klossowski, Bataille gibi dostlar›n›z, çoklukla, kendi kurduklar› ünlü Collège de Sociologie çevresinde kabul gördüler.
                L. -R. des Forêts. - Collège'i, ölümüne kadar yak›n›nda oldu¤um Michel Leiris ile birlikte kurmufllard›. Son y›llarda, bütün yaz›lar›n› yay›nc›ya göndermeden okumam için bana veriyordu. Onun boyutunda bir entellektüel için flafl›lacak bir durum de¤il mi? Bafllad›¤› bir kitab› nas›l gelifltirece¤ini ve nas›l bitirece¤ini hiç bilemezdi. Ben de ayn› durumday›m. Buna karfl›l›k, yazd›¤› bir yaz›n›n tamamlan›r tamamlanmaz bir an önce yay›mlanmas›n› isterdi.
                N. O. - Sizin için öyle oldu¤u kesinlikle söylenmez ama bu zevki gerçekten yaflamad›n›z m› hiç? «Her sanatç› tan›nm›fl olmay› arzular» diyordu Camus.
                L. -R. des Forêts. - Kitap yay›mlamak, sonuçta bir tan›nma aray›fl›d›r. Ama ben yaln›zca, Jean Genet gibi söyleyece¤im: Hoflland›¤›m için yaz›yorum. Michel Leiris de böyle düflünür. Camus'de bu türden bir duygu vard›. Tan›nd›¤› ölçüde farkl›laflt›, havaland›. Onu s›kl›kla görürdüm. Birbirimize yeterince ba¤l›yd›k ama 1944'den sonra, «Yanl›fll›k» adl› ilk piyesiyle birlikte iliflkilerimiz so¤udu. Birlikte bir akflam yeme¤i yemifltik ve orada kendisine piyesi konusundaki çekincelerimi dile getirdim. Kötüye ald›. O dönemde çok al›ngand› ve bana k›r›ld› ama ben onu çok seviyordum. Ard›ndan Cezayir dram› konusunda karfl›l›kl› politik konumlar›m›z bizi birbirimizden uçaklaflt›rd›. Bu kez, kuflkusuz daha çok ben hatal›yd›m.
                N. O. - Son y›llarda fazla bir fley yay›mlamad›n›z. Baz› yaz›lar›n›z› y›rt›p att›¤›n›z› da biliyoruz, hatta birisi bütün bir romand›. Her zaman yazar'm›s›n›z?
                L. -R. des Forêts. - Ben de bu varsay›mla çal›fl›yorum zaten; her sabah erken vakitte. 5.30'da kalkar›m. Defterlere karecikler ve spiraller yapar›m. 
                N. O. - Niçin spiraller?
                L. -R. des Forêts. - Kolayca yapabildi¤imiz için.

15-22 flubat 1995 tarihli Le nouvel observateur'den


Yedi İklim, Sayı 66, Eylül 1995

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder