2 Eylül 2017 Cumartesi

rögar kapağı

unutulmuş bir rögar kapağı

Gün boyu farkında olmadan attığımız adımların arasında bir yerlerde hep onlara rastlar dururuz. Çok da farketmeyiz rögar kapaklarını. Görsel hafızamızın bilinçdışı ayrıntılarıdırlar. Kentlerin estetiği, iletişimi, kültürü, tarihi, sosyolojisi bakımından kendilerince bir önem ve değer atfetseler bile çok da dikkat etmeyiz onlara. Aslında, her biri bir hatıra, her biri bir hatırlama vesilesi, her biri amaçlanmış ya da amaçlanmamış bir hatırlatma aracıdır. Kimileri eskiliğiyle değerli, kimileri tarihselliğiyle, kimileri salt işlevselliğiyle, kimileri sanatsallığıyla. Kimileri yenileriyle değiştirilmiş, kimileri bir kenarda unutulmuş kalmış durağan tanıklardır onlar. Üzerlerindeki yazı ve görseller zemin kitabeleri gibidir, çeşme kitabeleri kadar kaydedici olmasalar da okumak isteyene manidar kapılar aralarlar. Kentsel zaman ve mekanın içinde mevcudiyetleriyle kentsel yaşamın vazgeçilmezleri ve kentsel iletişimin mütemmim cüzleridirler. Kent sakinlerinin ya da ziyaretçilerinin okumasına her daim açıktırlar. Çeşit çeşittirler ama aynı zamanda tülani ızgara, mazgal, dehliz, galeri, altyapı, haberleşme, atık, havalandırma, kanal gibi bir dizi kavramı da çağrıştırırlar

(*) Göz Ucu, İstanbul, Ketebe Yay., 2023
(*) Yedi İklim, Sayı 330, Eylül 2017.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder