14 Haziran 2018 Perşembe

özbekistan-türkiye İlişkileri

Özbekistan Türkiye İlişkilerinde Yeni Dönem:
İletişim Alanında İşbirliği Fırsatları Üzerine (*)


Değerli dostlar,
Değerli Özbek dostlarımız,

Şu an kadim Özbek kültürü içinde bulunuyoruz. İpekyolu’nun merkez durağındayız, Orta Asya’nın en büyük şehrindeyiz, Taşkent’teyiz. Selçukludan Osmanlıya, oradan bugüne uzanan bir kültüre ilham vermiş, kaynaklık etmiş bir beldedeyiz. Bir İslam beldesindeyiz. Bizler için çok değerli alimlerin, mütefekkirlerin, mutasavvıfların; Buhari’nin, Tirmizi’nin, Nakşibendi’nin, Ali Şir Nevai’nin memleketindeyiz. Her yanı tarih, edebiyat, bilim ve dini ilimler kokan devasa bir kültür iklimindeyiz. Bunu derinden hissediyoruz. 


İlim ve irfana tarih boyunca merkez olmuş Özbek kültürü büyük bir kültür; tarihsel olarak da güncel olarak da büyük bir kültür. Sadece, çok bilinen mutfak kültürü değil, mimariden coğrafi nüvelere, kağıt imalatından dini yaşam kültürüne dek bir dizi kültürel kodun menşei bir kültürdür Özbek kültürü. İpek yolu buradan geçiyor, kağıt ve mürekkep buradan Avrupa yolculuğuna çıkıyor, ilmin ve tasavvufun kökenleri burada, yiğitliğin, kahramanlığın kökenleri burada…


Semerkant, Buhara, Taşkent, Hiva, İsfahan, Şiraz, Bağdat, Şam, İstanbul, İslam medeniyetinin eşsiz şehirleri, İslam milletinin övünçleri, kentsel yaşam timsalleri, şaheserleridir. Ve bu diyarların hangi devletin içinde olduğunun da önemi yoktur. Bu şehirlerin hepsi bir medeniyetin, İslam medeniyetinin şehirleri, İslam şehirleridir. Ve ben bir İslam şehrinde bulunmaktan çok mutluyum. İslam şehirlerinde yaşayan birisi olarak burası benim şehrim, benim ülkem, benim yurdum, anayurdum, atayurdum, sılayurdum. Hiç yabancı değilim. Siz de hiç yabancı değilsiniz, yabancım değilsiniz. Galü beladan, elest bezminden beri birlikteyiz. Burada ben yabancı değilsem siz de İstanbul’da, Erzurum’da, Diyarbakır’da, Bursa’da yabancı değilsiniz; ülkemde yabancı değilsiniz, ülkem ülkenizdir. Siz de orada bulunmakta benim burada yaşadığım mutluluğu yaşıyor olmalısınız. Bizler Türkiye’de gönüldaş Özbek kardeşlerimizi görünce son derece memnun oluyoruz. Bizler birbirimize kaderli olmaktan, aynı bedende, aynı medeniyette olmaktan fevkalade mutluluk duyuyoruz. Hamdolsun yine kavuştuk. Bugün bu kavuşmayı, geçmişteki ve gelecekteki buluşmalar gibi tarihsel ve güncel yakınlığımızın delili, birlikteliğimizin nişanesi, kardeşliğimizin şahadetnamesi olarak kabul ediyorum.

Stratejik iletişim planı önerisi
Tarihsel, kültürel, dinsel kardeşlik perspektifinde oluşan bu birlikteliğin ve dayanışmanın daha verimli ve sürdürülebilir hale gelmesi için öncelikli önerim, hiç vakit kaybetmeden bir “stratejik iletişim planı” hazırlanmaya başlanmalıdır.

Bu çerçevede:
Durum tespiti ve planlama yapılmalıdır
·         Önce ülkelerin iletişim alanındaki işbirliği içeriğinin ve tanımlanması gerekir
o   Konjonktürel durum, beklentiler, imkanlar, tehditler, engeller, stratejik karar/atılacak adımların tespiti
·         İletişim işbirliğinde örgütlenme / yapılanma gerekir
o   Her iki ülkede birbiriyle bağlantılı çalışabilecek iki komisyon kurulmalıdır
§  Komisyonların yapısı konu ve iletişim ihtiyacına göre belirlenerek kamu ve özel sektör kesimlerinden temsilcilerden oluşmalı ve temsilciler mesailerinin önemli bir kısmını bu konuya ayırabilmeliler.
o   Medya ve iletişim imkanlarıyla bütünleşecek aktif yapıların (insan kaynağı, teknik-dijital donanım, Yunus Emre Enstitüsü-TİKA gibi kurumsal yapılar) oluşturulması ve harekete geçirilecek tarzda düzenlenmesi gerekmektedir
o   Birincil hedef kitlelerin, mecraların ve/veya paydaşların tespit edilmesi önceliklidir.
·         Gelecek hedefleri belirginleştirilmelidir.
o   Yıllar bazında hedefler ile birlikte, beş ila on yıl sonra Özbekistan-Türkiye arasındaki dayanışma için hedefler ve iletişim yönetiminin gelişimi için hedef öngörüler tanımlanmalıdır.
·         İletişim planları iki ülke tarafından harfiyen ve sadakatle uygulanmalı. Stratejik plan dışında kimi olağanüstü olaylar karşısında uyum içinde çalışılabilecek taktik planlar ayrıca geliştirilmelidir.

Yürütme ve Eyleme geçilmelidir
·         İşbirliğinin kendi iç tanıtımları vasıtasıyla ülkeler dost ülkeyi ayrı ayrı kendi ülkelerine duyurmalıdır.
·         Bir ülkenin diğerine yoğun programlar eşliğinde tanıtılması ve gündem oluşturması sağlanmalıdır.
o         Özbekistan’ın Türkiye’ye, Türkiye’nin Özbekistan’a tanıtılması
o  Özbekistan'la daha güçlü Türkiye, Türkiye'yle daha güçlü Özbekistan olacağı anlatılmalı
·         Türkiye ve Özbekistan dayanışmasını tüm dünyaya duyuracak çabalara girişilmeli. Dayanışmanın getirdiği güçlülüğün altı çizilmelidir.
Bu çerçevede;
·         Önce ortak değerler tespit edilmeli. Tarih, edebiyat, din, mitoloji konularında öne çıkan konular çeşitli platformlarda (sergiler, konferanslar, dijital dünya…) ve belirli frekanslarda dile getirilmeli
·         Büyüklük simgeleri ve öyküleri oluşturulmalı: bu çerçevede Emir Timur’dan Sultan Fatih’e dek bir dizi dünyaya hükmetmiş tarihsel (ve güncel) mitler gündeme getirilmeli. Büyüklük ve güçlülüğün iletişimleri yapılmalı.
·         Birlikteliği besleyen ve zenginleştiren faaliyetlere girişilmeli ve duyurulması ihmal edilmemeli.
o   Okullarda okutulan tarih kitaplarının  ortak müfredatla okutulma kararı alınmalı; alınan karar parlatılmalı ve bu tür ortak kararların iletişimleri yapılmadır
§  Bu çaba, daha önce bize biçilen tarihlere topluca karşı çıkıyoruz anlamına gelecektir. Aralarında sorunları çözmüş bir birliktelik imgesi, güç birliği imgesi dünyaya sezdirilecektir.
·         Kendi medyasını ve iletişim yönetimini kurmak ve sürdürülebilir bir eğitim ortamıyla bu oluşumu desteklemek gerekir
o   bu konuda iki ülkenin imkanlarının paylaşılabilmesini sağlamak
o   İletişim fakülteleri veya ilgili bölümleri kurmak, mevcutları geliştirmek ve konu ile ilişkilendirmek
·         İki ülkenin gücünü vurgulayacak en az üçer aylık dönemler halinde uygulanacak iletişim ve yayın çalışmaları yapılmalı. Zaman dilimleri ihtiyaca göre yeniden şekillenmelidir. (Bazı faaliyet ya da malzemelerin yıl boyu/zaman sınırı olmadan sürmesi mümkündür).
§  Tarihsel ve güncel konuları, birlikteliğin önemini içeren belgeseller vurucu ve az süreli videolar, kısa filmler hazırlanmalı
·         Uluslararası katılımlı büyük yarışmalar, festivaller, fuarlar düzenlenmeli. Bu tür uluslararası açılımlı faaliyetlerde iki ülkenin dayanışmasındaki güç ve küresel fayda vurgulanmalıdır.
·         İki ülkenin sanatçı, edebiyatçı ve kültür insanları (ve kültür kurumlarının: bakanlıklar, stk’lar…) bir araya getirilmeli, tanışmaları sağlanmalı ve onların dünyaya birlikte seslenmesi, bu birlikteliği anlatması sağlanmalıdır. Unutmayalım ki, kan dolaşımını sanat edebiyat sağlar. Kültürü korur ve hayatı canlandırır.
o   Dil ve alfabe gibi kültürel konular da bu çerçevede ortak değerler olarak gündeme gelmelidir. Ortak alfabeler ilişkilere büyük hız getirir. Latin harfleri ortak ve anlaşılır biçimde kullanımda olmalıdır.
§  Latin harflerinin kullanımda olması Kuran harflerinin ortak değerimiz olduğunun altını çizmeye engel değildir. Yüzyıllar boyu coğrafyayı bütünleyen Kuran harfleri hiç gocunmadan kültürel ve sanatsal faaliyetlere konu edilmelidir. Unutulmamalıdır, unutturulmamalıdır.
o   Taşkent’ten İstanbul’a uzanan kültürün kökenindeki ilham kaynaklarıyla beslenen bugünün şahikaları (edebiyat ve sanat eserleri) ortak değerler manzumesinde buluşmalı, İslam medeniyeti vurgusuyla buluşturulmalıdır. Ortak kaygıyı dillendiren sanat ve edebiyat ortamları geliştirilmeli, özellikle ortak (gerekirse, iki ya da çok dilli) yayınlar tez elden desteklenmelidir.
o   Bütün bu çabalar sonucunda, Müslümanların ortak değerler etrafında birlik olabileceği dünyaya gösterilebilmelidir.
Sözlerimi bitirirken, sıcak dostluğunuzu derinden hissettiğimi ve aranızda olmaktan mutlu olduğumu bir kez daha ifade ediyor, verimli bir çalıştay olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim.

(*) Gelecekle İletişim Çalıştayı Dergisi, Sayı 1, 7-12 Mayıs 2018.
Gelecekle İletişim Çalıştayı Gazetesi, Sayı 4, 7-12 Mayıs 2018.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder