İletişim
Alanında İşbirliği Fırsatları Üzerine (*)
Değerli Özbek dostlarımız,
Şu an kadim Özbek kültürü içinde bulunuyoruz. İpekyolu’nun merkez durağındayız, Orta Asya’nın en büyük şehrindeyiz, Taşkent’teyiz. Selçukludan Osmanlıya, oradan bugüne uzanan bir kültüre ilham vermiş, kaynaklık etmiş bir beldedeyiz. Bir İslam beldesindeyiz. Bizler için çok değerli alimlerin, mütefekkirlerin, mutasavvıfların; Buhari’nin, Tirmizi’nin, Nakşibendi’nin, Ali Şir Nevai’nin memleketindeyiz. Her yanı tarih, edebiyat, bilim ve dini ilimler kokan devasa bir kültür iklimindeyiz. Bunu derinden hissediyoruz.
İlim ve irfana tarih boyunca merkez olmuş Özbek kültürü büyük bir kültür; tarihsel olarak da güncel olarak da büyük bir kültür. Sadece, çok bilinen mutfak kültürü değil, mimariden coğrafi nüvelere, kağıt imalatından dini yaşam kültürüne dek bir dizi kültürel kodun menşei bir kültürdür Özbek kültürü. İpek yolu buradan geçiyor, kağıt ve mürekkep buradan Avrupa yolculuğuna çıkıyor, ilmin ve tasavvufun kökenleri burada, yiğitliğin, kahramanlığın kökenleri burada…
Semerkant, Buhara, Taşkent, Hiva, İsfahan,
Şiraz, Bağdat, Şam, İstanbul, İslam medeniyetinin eşsiz şehirleri, İslam milletinin
övünçleri, kentsel yaşam timsalleri, şaheserleridir. Ve bu diyarların hangi
devletin içinde olduğunun da önemi yoktur. Bu şehirlerin hepsi bir medeniyetin,
İslam medeniyetinin şehirleri, İslam şehirleridir. Ve ben bir İslam şehrinde
bulunmaktan çok mutluyum. İslam şehirlerinde yaşayan birisi olarak burası benim
şehrim, benim ülkem, benim yurdum, anayurdum, atayurdum, sılayurdum. Hiç
yabancı değilim. Siz de hiç yabancı değilsiniz, yabancım değilsiniz. Galü
beladan, elest bezminden beri birlikteyiz. Burada ben yabancı değilsem siz de
İstanbul’da, Erzurum’da, Diyarbakır’da, Bursa’da yabancı değilsiniz; ülkemde
yabancı değilsiniz, ülkem ülkenizdir. Siz de orada bulunmakta benim burada
yaşadığım mutluluğu yaşıyor olmalısınız. Bizler Türkiye’de gönüldaş Özbek kardeşlerimizi görünce son derece memnun
oluyoruz. Bizler birbirimize kaderli olmaktan, aynı bedende, aynı medeniyette
olmaktan fevkalade mutluluk duyuyoruz. Hamdolsun yine kavuştuk. Bugün bu kavuşmayı,
geçmişteki ve gelecekteki buluşmalar gibi tarihsel ve güncel yakınlığımızın
delili, birlikteliğimizin nişanesi, kardeşliğimizin şahadetnamesi olarak kabul
ediyorum.
Stratejik iletişim planı önerisi
Tarihsel, kültürel, dinsel kardeşlik
perspektifinde oluşan bu birlikteliğin ve dayanışmanın daha verimli ve
sürdürülebilir hale gelmesi için öncelikli önerim, hiç vakit kaybetmeden bir
“stratejik iletişim planı” hazırlanmaya başlanmalıdır.
Bu
çerçevede:
Durum tespiti ve planlama yapılmalıdır
·
Önce
ülkelerin iletişim alanındaki işbirliği içeriğinin ve tanımlanması gerekir
o Konjonktürel durum, beklentiler, imkanlar,
tehditler, engeller, stratejik karar/atılacak adımların tespiti
·
İletişim
işbirliğinde örgütlenme / yapılanma gerekir
o Her iki ülkede birbiriyle bağlantılı
çalışabilecek iki komisyon kurulmalıdır
§ Komisyonların yapısı konu ve iletişim
ihtiyacına göre belirlenerek kamu ve özel sektör kesimlerinden temsilcilerden
oluşmalı ve temsilciler mesailerinin önemli bir kısmını bu konuya
ayırabilmeliler.
o Medya ve iletişim imkanlarıyla bütünleşecek
aktif yapıların (insan kaynağı, teknik-dijital donanım, Yunus Emre Enstitüsü-TİKA
gibi kurumsal yapılar) oluşturulması ve harekete geçirilecek tarzda
düzenlenmesi gerekmektedir
o Birincil hedef kitlelerin, mecraların ve/veya
paydaşların tespit edilmesi önceliklidir.
·
Gelecek
hedefleri belirginleştirilmelidir.
o Yıllar bazında hedefler ile birlikte, beş ila
on yıl sonra Özbekistan-Türkiye arasındaki dayanışma için hedefler ve iletişim
yönetiminin gelişimi için hedef öngörüler tanımlanmalıdır.
·
İletişim
planları iki ülke tarafından harfiyen ve sadakatle uygulanmalı. Stratejik plan
dışında kimi olağanüstü olaylar karşısında uyum içinde çalışılabilecek taktik
planlar ayrıca geliştirilmelidir.
Yürütme ve Eyleme
geçilmelidir
·
İşbirliğinin
kendi iç tanıtımları vasıtasıyla ülkeler dost ülkeyi ayrı ayrı kendi ülkelerine
duyurmalıdır.
·
Bir ülkenin
diğerine yoğun programlar eşliğinde tanıtılması ve gündem oluşturması sağlanmalıdır.
o Özbekistan’ın Türkiye’ye, Türkiye’nin Özbekistan’a
tanıtılması
o Özbekistan'la daha güçlü Türkiye, Türkiye'yle daha güçlü Özbekistan olacağı anlatılmalı
·
Türkiye ve
Özbekistan dayanışmasını tüm dünyaya duyuracak çabalara girişilmeli.
Dayanışmanın getirdiği güçlülüğün altı çizilmelidir.
Bu
çerçevede;
·
Önce ortak
değerler tespit edilmeli. Tarih, edebiyat, din, mitoloji konularında öne çıkan konular
çeşitli platformlarda (sergiler, konferanslar, dijital dünya…) ve belirli
frekanslarda dile getirilmeli
·
Büyüklük
simgeleri ve öyküleri oluşturulmalı: bu çerçevede Emir Timur’dan Sultan Fatih’e
dek bir dizi dünyaya hükmetmiş tarihsel (ve güncel) mitler gündeme getirilmeli.
Büyüklük ve güçlülüğün iletişimleri yapılmalı.
·
Birlikteliği
besleyen ve zenginleştiren faaliyetlere girişilmeli ve duyurulması ihmal
edilmemeli.
o Okullarda okutulan tarih kitaplarının ortak
müfredatla okutulma kararı alınmalı; alınan karar parlatılmalı ve bu tür ortak kararların iletişimleri yapılmadır
§ Bu çaba, daha önce bize biçilen tarihlere
topluca karşı çıkıyoruz anlamına gelecektir. Aralarında sorunları çözmüş bir
birliktelik imgesi, güç birliği imgesi dünyaya sezdirilecektir.
·
Kendi
medyasını ve iletişim yönetimini kurmak ve sürdürülebilir bir eğitim ortamıyla
bu oluşumu desteklemek gerekir
o bu konuda iki ülkenin imkanlarının
paylaşılabilmesini sağlamak
o İletişim fakülteleri veya ilgili bölümleri
kurmak, mevcutları geliştirmek ve konu ile ilişkilendirmek
·
İki ülkenin
gücünü vurgulayacak en az üçer aylık dönemler halinde uygulanacak iletişim ve
yayın çalışmaları yapılmalı. Zaman dilimleri ihtiyaca göre yeniden şekillenmelidir.
(Bazı faaliyet ya da malzemelerin yıl boyu/zaman sınırı olmadan sürmesi
mümkündür).
§ Tarihsel ve güncel konuları, birlikteliğin
önemini içeren belgeseller vurucu ve az süreli videolar, kısa filmler
hazırlanmalı
·
Uluslararası
katılımlı büyük yarışmalar, festivaller, fuarlar düzenlenmeli. Bu tür
uluslararası açılımlı faaliyetlerde iki ülkenin dayanışmasındaki güç ve küresel
fayda vurgulanmalıdır.
·
İki ülkenin
sanatçı, edebiyatçı ve kültür insanları (ve kültür kurumlarının: bakanlıklar,
stk’lar…) bir araya getirilmeli, tanışmaları sağlanmalı ve onların dünyaya birlikte
seslenmesi, bu birlikteliği anlatması sağlanmalıdır. Unutmayalım ki, kan
dolaşımını sanat edebiyat sağlar. Kültürü korur ve hayatı canlandırır.
o Dil ve alfabe gibi kültürel konular da bu
çerçevede ortak değerler olarak gündeme gelmelidir. Ortak alfabeler ilişkilere
büyük hız getirir. Latin harfleri ortak ve anlaşılır biçimde kullanımda
olmalıdır.
§ Latin harflerinin kullanımda olması Kuran harflerinin
ortak değerimiz olduğunun altını çizmeye engel değildir. Yüzyıllar boyu
coğrafyayı bütünleyen Kuran harfleri hiç gocunmadan kültürel ve sanatsal
faaliyetlere konu edilmelidir. Unutulmamalıdır, unutturulmamalıdır.
o Taşkent’ten İstanbul’a uzanan kültürün kökenindeki
ilham kaynaklarıyla beslenen bugünün şahikaları (edebiyat ve sanat eserleri) ortak
değerler manzumesinde buluşmalı, İslam medeniyeti vurgusuyla buluşturulmalıdır.
Ortak kaygıyı dillendiren sanat ve edebiyat ortamları geliştirilmeli, özellikle
ortak (gerekirse, iki ya da çok dilli) yayınlar tez elden desteklenmelidir.
o
Bütün bu
çabalar sonucunda, Müslümanların ortak değerler etrafında birlik olabileceği
dünyaya gösterilebilmelidir.
Sözlerimi bitirirken, sıcak dostluğunuzu derinden
hissettiğimi ve aranızda olmaktan mutlu olduğumu bir kez daha ifade ediyor,
verimli bir çalıştay olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim.
(*) Gelecekle İletişim Çalıştayı Dergisi, Sayı 1, 7-12 Mayıs 2018.Gelecekle İletişim Çalıştayı Gazetesi, Sayı 4, 7-12 Mayıs 2018.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder