18 Mart 2012 Pazar

unutuşu nisyan

her çocukluk masum bir tanıklık:...

...henüz sınıf mümessillerinin durduğu zamanlardı, hesaplar da mishapta yapılıyordu. müselles ise çoktan unutulmuş, yerini üçgene bırakmıştı bile. beslenme çantası henüz icad edilmemişti. hademe amcaların süttozundan mamul suni sütleri peksimet eşliğinde dağıttığı, muallimlerin yerini alan öğretmenlerin bez mendiller üzerinde tırnak kontrolleri yaptığı günlerdi. tarihin derinliklerindeki seslere kulaklar kapatılmış, nefesler tutulmuştu. sessizlik tüm toplumu sarmış ama nacar ve hislonlar tıkır tıkır çalışıyordu. çocuksu nameler mandoline mahpustu…

uzunca bir süre görmediğiniz bir tanıdık kapınızı çalınca, ‘ayağınıza şerbet mi dökelim’diye sitemli bir dil dökülür, ardından kırmızı halılar sererek gönül alınırdı. çeşitli ikramlardan mesul çocuklar, başları okşanarak berhüdar ol evladım sözleriyle ödüllendirilirdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder