mete çamdereli
23 Nisan 2024 Salı
ramazan sabahları
12 Şubat 2024 Pazartesi
bir kelime3
bir kelimeyi düşünmek: ağa
Kürre-i arzda her kelime değerlidir ve kendi anlam alanını içkindir; zihinlere kendine özgü göstergesel bir değer bırakır ve konuşucular bir iletişim durumunda o değerin mübadelesiyle işlem yapar. Ağa’nın göstergesel değeri, onu diğer kelimelerden ayırt edecek kavramsal ve kullanımsal kendiliğe işaret etmesidir. Ağa’nın işaret ettiği kendiliğin kavram alanı yeterince hacimli, delalet yelpazesi yeterince geniştir. Bir yanda unvanlara açılır, bir yanda büyüklük düzeyleri ihsas eder, öbür yanda ekabir kavrayışını temsil eder, ileri gelenler imgesine gönderme yapar. Bu yazının amacı da, ağa’nın işbu değişik karşılık ve kullanımlarının vücut bulduğu dilsel uzama sokulmak; bu vesileyle, kelimeler dünyasını yoklamak, onların doğasını idrak etmeye çalışmaktır.
9 Ocak 2024 Salı
bir kelime2
Her kelime bir deneyimi temsil
eder, bir deneyimi soyutlar, bir deneyimi belirler; bir iletişim durumunda bir
olguyu paylaşır, bir söylemi betimler, mevcuduyla mutlaka bir şeye işaret eder.
Baş da öyle; her kelime gibi kendinden başka bir şeye işaret ederken, kendisi
değişmez kalır, işaret ettiği değişebilir; işaret ettiği şeyin kavranma
biçimini değiştirebilir, onu değişik algılanma kategorilerine doğru harekete
geçirebilir. Baş da her kelime gibi bunu yapar; bir kavramsallaştırmayı üstlenir,
düzenler ve sürdürür, deyim yerindeyse tabiatına teslim olur; temsil, taklit ve
tasvir eder.
15 Kasım 2023 Çarşamba
yakın şehirler3
Şehirleri taşıyan kapıların ilmiyle, dönemin soyut kozmolojisiyle ve özellikle Hıdır bey ile Hacı Ömer Ağa’nın selamıyla geliyorum Çapanoğlu’na; buralarda bir yerdedir. Yol yorgunluğundan biraz sıyrılayım, açlığımı giderip kendime geleyim. Girdiğim lokantanın kıdemli emektarı, misafirliğimi anlayınca sadece karnımı doyurmuyor, Çapanoğlu Büyük Camii’yi de heyecanla anlatıyor. Açlığımı dindirirken hafızamı da besliyor. Sözleri bereketleniyor; Ayasofya’ya geliyor. Yutkunuyor, gözleri nemleniyor. Onu görmeyi çok arzu ettiğini, henüz görememenin derin üzüntüsünü yaşadığını söylüyor. Nasip olsun için dua istiyor; hiç sakınmıyorum. İnşallah bir gün yitik mahallesiyle birlikte görmek hepimize nasip olur, diye duaları çoğaltıyorum.
30 Ekim 2023 Pazartesi
yakın şehirler2
Akşehir'den Aksaray'a
Çapanoğlu’na ve Başçavuş’a daha var. Vasıl olduğum şehirlerin ilmini ve selamlarını emanet edinerek, helalliklerini alarak, ak bir şehirden ak bir saraya doğru hanlara ve kervansaraylara yay hattında ilerliyorum. İpek Yolu’nun en büyük kervansarayının önündeyim. Onun adeta göğe yükselen yüzlerce yıllık taç kapısı, kapı olma hakkını bihakkın teslim ediyor; bir mekana girme ve çıkma imkanı veren bir geçit olmanın çok ötesine geçiyor. Hayretle soruyorum kendisine: Böylesi büyük bir taç kapı neden yapılır. Üzeri neden böylesi zengin motiflerle tezyin edilir. Cüssesi küçülen görkemi küçülmeyen iç kapılar neden
16 Ekim 2023 Pazartesi
göz ucu
11 Eylül 2023 Pazartesi
yakın şehirler
5 Haziran 2023 Pazartesi
bir kelime
Birçok kelime gibi koca da gündelik dilde çokça kullanılan bir kelime; her kelime gibi işlevsel, her kelime kadar araçsal. Kullanım amacına özgü olarak seçilebilir olmakla birlikte, kullanımı sona erince, yine her kelime gibi zihin kayıtlarına bırakılır, yeniden kullanılıncaya dek orada bekler. Koca, diğer kelimelerden farklı değil, en az onlar kadar değerli, en az onlar kadar ayırt edicidir; yer yer kullanımı artabilir ya da eksilebilir. Kullanım miktarı konuşulduğu yere/yöreye göre farklılık gösterebilir, ama kuşkusuz, Türkçe konuşanlarca bilinir; en azından, bilinebilir düzeyde bir kullanım sıklığına sahiptir. Türkçe konuşanlar koca kelimesini yeri geldikçe, değişik işlevler yükleyerek kullanır dururlar. Koca’nın lafzı da anlamı da doğal olarak meçhul değildir; kimi zaman abartılı bir büyüklüğe karşılık gelir, kimi zaman sadece vasat bir büyüklüğü telmih eder. Büyüktür koca; büyüklük imgesini içkindir, büyük’ten başlayarak, iri ve cüsseli olanı da içkinleştirir, üstünlüğe gönderme yapar; çok büyük, çok iri, çok cüsseli yapar vasıflandırdığı şeyi.
27 Mayıs 2023 Cumartesi
bir şehrin görsel belleği
Giriş
Bir kentin[1] belleğini okumak, kültürel kimliğinin izini sürmek, onunla iletişim kurmayı, göstergelerini okumayı, diline ve söylemine sokulmayı gerektirir. Kentler kendilerini gizlemez, ifşa ve ifade eder; kendi sözlerini söyler, kendi dil ve söylemlerini üretir; mevcut durumlarını, geçmiş göndergeleriyle birlikte ihsas eder, kendilerini benzerlerinden ayırır, farklı yanlarını fısıldar. Açıkçası, muhatabıyla aracısız iletişim kurar ve gösterenleri vasıtasıyla söylemlerini apaçık inşa ederler.
Kent başlı başına bir söylemdir[2]; bir söylem uzamıdır. Kültürünü ve kimliğini içkin belleği, söyleminde saklıdır. Kenti -hangi düzeyde olursa olsun- okumak, onun söylemine nüfuz etmekle, söylemine katılmakla, onu dinlemekle, anlamaya ve anlamlamaya çalışmakla mümkündür. Kent söylemi, sadece, kayda geçmemiş sözlü kültür birikimi ile kayda geçmiş bilgi/belgenin harmanlanmasından ibaret olmaz; mimariden minyatür ve gravürlere, oradan fotoğraflara dek bir dizi görsel birikimi de kapsayıcıdır. Kentin görsel birikimi, mevcut bina dokusunda, giysi ya da gıda tercihlerinde de kendini gösterir. Yitik görsel birikim ise ancak bugüne kalabilmiş görüntüsel bellekte koruma altındadır; korunduğu ya da korunabildiği kadarıyla okunup anlaşılabilirdir.