2 Temmuz 2018 Pazartesi

özbek ülkesi

Özbek ülkesi, ilim ve marifet diyarı

1990’lı yılların başlarıydı orayla ilk düşünsel temasım. SSCB haritaları içine mezcedilmiş o memleketleri düşleyişim, merak edişim, oralara gitmek isteyişim. Bir kitap tercüme etmiştim, Sovyet Müslümanları diye. Çok soru vardı kafamda. Yer isimleri bile unutulmuş ya da farklılaşmıştı neredeyse. Firunzeler, Bişkekler, Alma-Atalar, Almatılar birbirine karışıyordu. Maveraünnehir ve doğusunda neler oluyordu, anlamak kolay değildi. Daha çok batıya ve yaşadığımız coğrafyaya kilitliydik o zamanlar. O coğrafya bizden çok uzaktı, biz de ondan çok uzak.
Türkistan’ı ve Orta Asya Müslümanlarını anlama hevesim kursağımda kalmıştı o yıllar. Üzerinden çok zaman geçmiş ve epey de küllenmişti merakım, sorularım, öğrenme heyecanım. Gitmek için bir iki kez niyet ettiğimi fakat nasip olmadığını hatırlıyorum. Yakın zaman önce hava yolu seferlerinin başladığını öğrenmiş ve artık gitmeliyim diye düşünmeye başlamıştım. Tam bu kaygıları kendi kendime dillendirirken, gelen  bir davet içimdeki küllenmiş koru yeniden tutuşturdu. Davete hemen icabet ettim.


*
Taşkent’teyim. Şöyle bir çıkıyorum heyecanla sokaklara. İlk izlenimler önemli. Tertemiz bir şehir görüyorum ve tahmin edemeyeceğim kadar sükunet. Milyonlarca insanın yaşadığı bir yer nasıl oluyor da bu denli temiz ve bakımlı olabiliyor, sorusunun cevabı herkesin temizliğe katılmasında yatıyor. Öğrenciler belirli mıntıkalarda her hafta temizliğe çıkıyorlarmış. Ayrıca temizlik görevlileri de var tabi. Caddeler geniş, kaldırımlar geniş, parklar bol ve yemyeşil. Kaldırımlardaki ağaçlar şehri baştan başa 

Devamı için bak.

(*) Yedi İklim, Temmuz 2018, Sayı 340.

(*) Yakın Diyarlar, İstanbul, Ketebe Yayınları, 2025


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder