4 Mart 2022 Cuma

bir ağ çizgisi

“Allah'tan başka varlıkların korumasına sığınanların durumu, örümceğin durumuna benzer: Örümcek, (ağını) kendine bir yuva edinir, ama yuvaların en çürüğü de örümceğin yuvasıdır. Keşke bilselerdi!” (Ankebut, 29/41) 
Dijital bağımlılığın bulanıklaşmaya başladığını ihsas eden bir yazı kaleme aldım ve orada dijital bağımlılığı ‘kaçınılmaz bir içindelik’ durumu, bir bağışıklık ya da kanıksama olarak okumak gerektiğini ifade ettim. Olguyu soğukkanlı biçimde tespit ve teklif ettikten sonra gidişata dönük kaygılarım fazlalaştı. Bağımlılıktan uzak bir kanıksama hali, beraberinde ister istemez büyük bir kabullenişi, küresel bir onayı, itirazsız bir meşruiyeti getiriyordu. Mücadele edecek bir alan, kımıldanacak bir yer kalmamıştı; karamsarlık, hayıflanma, serzenişler, varoluşsal duygu durumunun doğal tezahürleriydi ve üstesinden gelmek pek de kolay görünmüyordu. Böylesi bir serencamı deruhte ederken bir Hasan Aycın çizgisiyle karşılaştım. Hem tercüme-i hal hem de çözümün anahtarı gibi duruyordu. Dikkat nazarımı celp eden ilk seyir ve tefekkür anları, bir örümcek ağının metaforik göndergelerini telmih ediyordu. Yalındı ve etrafı ağlarla örülü bir insanın mücadelesini betimliyordu.

(*) Göz Ucu, İstanbul, Ketebe Yay., 2023

(*) Yedi İklim, Sayı 384, Mart 2022


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder