Dijital
bağımlılığın bulanıklaşmaya başladığını ihsas eden bir yazı kaleme aldım ve orada dijital bağımlılığı ‘kaçınılmaz bir içindelik’ durumu, bir bağışıklık
ya da kanıksama olarak okumak gerektiğini ifade ettim. Olguyu soğukkanlı
biçimde tespit ve teklif ettikten sonra gidişata dönük kaygılarım fazlalaştı.
Bağımlılıktan uzak bir kanıksama hali, beraberinde ister istemez büyük bir
kabullenişi, küresel bir onayı, itirazsız bir meşruiyeti getiriyordu. Mücadele
edecek bir alan, kımıldanacak bir yer kalmamıştı; karamsarlık, hayıflanma,
serzenişler, varoluşsal duygu durumunun doğal tezahürleriydi ve üstesinden
gelmek pek de kolay görünmüyordu. Böylesi bir serencamı deruhte ederken bir
Hasan Aycın çizgisiyle karşılaştım. Hem tercüme-i hal hem de çözümün anahtarı gibi
duruyordu. Dikkat nazarımı celp eden ilk seyir ve tefekkür anları, bir örümcek
ağının metaforik göndergelerini telmih ediyordu. Yalındı ve etrafı ağlarla
örülü bir insanın mücadelesini betimliyordu.
(*) Göz Ucu, İstanbul, Ketebe Yay., 2023
(*) Yedi İklim, Sayı 384, Mart 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder