Batı Trakya’yı ilk ziyaretimde Gümülcine’yi görmüş,
İskeçe’ye uğrayamamıştım. İçime dert olmuştu. Şimdi oradayım. Şükrediyorum. Kendime
karşı sözümü tutabilmiş olmanın neşesini yaşıyorum. Şehir sımsıcak, iklimi de
öyle. Şehrin genel görünümü, sokakları, yokuşları Gümülcine’den kısmen farklı; belki
daha yeşil, belki daha dağlık ama sorunlar büyük ölçüde aynı.
İskeçe, bırakılmış şehirlerimizden, bıraktıklarımızdan;
Gümülcine gibi, Dedeağaç gibi, belki Kavala ve diğerleri gibi. Gümülcine’yi
yazmakla bitirememiştim. İskeçe’yi de bitiremem nasılsa. Gümülcine’yi yazmakla
yetineyim ve Gümülcine’yi yazmak İskeçe’yi de yazmak olsun diyordum, ama
olmuyor. Hüznümü iyice kabartan tanıklıklar ediniyorum İskeçe’de. Tanıklıklarım
beni orada geçirdiğim saatleri kaleme almaya mecbur bırakıyor.
Devamı için bak.
(*) Yedi İklim, Ekim 2018.
(*) Yakın Diyarlar, İstanbul, Ketebe Yayınları, 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder