7 Ekim 2018 Pazar

iskeçe, ağır yara

Batı Trakya’yı ilk ziyaretimde Gümülcine’yi görmüş, İskeçe’ye uğrayamamıştım. İçime dert olmuştu. Şimdi oradayım. Şükrediyorum. Kendime karşı sözümü tutabilmiş olmanın neşesini yaşıyorum. Şehir sımsıcak, iklimi de öyle. Şehrin genel görünümü, sokakları, yokuşları Gümülcine’den kısmen farklı; belki daha yeşil, belki daha dağlık ama sorunlar büyük ölçüde aynı.

İskeçe, bırakılmış şehirlerimizden, bıraktıklarımızdan; Gümülcine gibi, Dedeağaç gibi, belki Kavala ve diğerleri gibi. Gümülcine’yi yazmakla bitirememiştim. İskeçe’yi de bitiremem nasılsa. Gümülcine’yi yazmakla yetineyim ve Gümülcine’yi yazmak İskeçe’yi de yazmak olsun diyordum, ama olmuyor. Hüznümü iyice kabartan tanıklıklar ediniyorum İskeçe’de. Tanıklıklarım beni orada geçirdiğim saatleri kaleme almaya mecbur bırakıyor.

Devamı için bak.

(*) Yedi İklim, Ekim 2018.

(*) Yakın Diyarlar, İstanbul, Ketebe Yayınları, 2025


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder