Seyahat kendi seyrini belirler,
kendi ülfetini hissettirir, kendi manasını sezdirir. Kimi zaman kader
coğrafyasında bir idrak alanı oluşturur, kimi zaman yaban elleri keşif kapıları
açar, kimi zaman da uzaklaşma ve soluklanma vesilesi oluverir. Her ne sebeple
olursa olsun, seyahat arzın bir noktasından diğer noktasına yöneliştir ve
taliplisini, niyet ve arayışına göre şekillendirir; onun bilgi ve görgüsünü
arttırır, ona beklentileri nispetince karşılıklar üretir.
Bir beldeye, bir yerleşim
alanına, bir şehre seyir niyeti, ziyaretçisine doğal olarak bir seyir aklı ve
edebi inşa eder. İrili ufaklı her meskun mahal kendi aklı ve edebi üzere ömür
sürer ve mevcut söylemiyle kabul eder ziyaretçisini. Tüm yerleşim yerleri gibi
şehirler de öyle. Şehrin kurucu aklı ve edebi, ziyaretçisine beklentileri
nispetince mevcut söylemini aşikar eder. Şehrin akıl ve edep söyleminden
kırıntılar, talibin talebi nispetince zihin ve gönüllere bırakılır.
Alınmayanlar oradadır; şehir mekanının sessiz tanıklığında. Şehrin hikayesi,
tarihi, eserleri, maddi ve manevi söylemi oradadır. Mimari örgütlenişi şehrin
akıl ve edebinin okunası satırları, sokak araları satır araları gibidir. Merkez
dokusu ve taşrası mesaj yüklüdür. Şehir, yaşanmışlıkları hatırlatarak kendisini
anlatmaya her daim hazırdır. Hikayesine kulak verilirse canlanır. Dinleyeni
olursa kadim birikimini usanmadan dillendirir. Şehir oradadır, hikayesi ve
eserleriyle capcanlıdır; canı dokunulmayı bekler, dokunulmakla can bulur. Biz
de burada kimi şehirlerin çağrısına ve açık sözlerine kulak verelim, kimi zaman
onları çapraz düşleyerek can kulağıyla dinleyelim, ama her mekanın değerini
bilerek ve mekanlararası bağlar kurarak ürettikleri apaçık birikimlerinden bir
nebze nasiplenelim. Yüreklerine dokunalım. Yüreklerimize sokulsunlar.
Devamı için bak.
(*) Yedi İklim, Kasım 2023, Sayı 402
(*) Yakın Diyarlar, İstanbul, Ketebe Yayınları, 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder