15 Kasım 2023 Çarşamba

yakın şehirler3

Aksaray’dan Divriği’ye

Şehirleri taşıyan kapıların ilmiyle, dönemin soyut kozmolojisiyle ve özellikle Hıdır bey ile Hacı Ömer Ağa’nın selamıyla geliyorum Çapanoğlu’na; buralarda bir yerdedir. Yol yorgunluğundan biraz sıyrılayım, açlığımı giderip kendime geleyim. Girdiğim lokantanın kıdemli emektarı, misafirliğimi anlayınca sadece karnımı doyurmuyor, Çapanoğlu Büyük Camii’yi de heyecanla anlatıyor. Açlığımı dindirirken hafızamı da besliyor. Sözleri bereketleniyor; Ayasofya’ya geliyor. Yutkunuyor, gözleri nemleniyor. Onu görmeyi çok arzu ettiğini, henüz görememenin derin üzüntüsünü yaşadığını söylüyor. Nasip olsun için dua istiyor; hiç sakınmıyorum. İnşallah bir gün yitik mahallesiyle birlikte görmek hepimize nasip olur, diye duaları çoğaltıyorum.

Şefin anlattığı menkıbeye göre Büyük Cami’nin yapımında harç koyan Hızır Aleyhisselam her Cuma vakti ve kandillerde orada olurmuş. Büyük Cami hemen orada, saat kulesinden sapınca sokağın müntehasında. Avluya dahil olmadan, ziyaretçileri dışarda karşılayan beş musluklu çeşmeyi görmeden geçmek mümkün değil. Tuhaflık var. Yaklaşıyorum. Geç dönem bir yapı. Alınlığı saatli. Saatli bir çeşme ama saati sonradan konmuş besbelli. Öndeki çeşmenin üzerinde bir besmele, yalak ve musluk başlarında birkaç çiçek motifi. Alınlığın iki yanında bağımsız iki güneş. Çeşmenin diğer cepheleri bomboş. Tuhaf. Epey hırpalanmış, seziyorum. Büyük Cami’ye geçeceğim; çekeleniyor, geçemiyorum. Merakım da rahat bırakmıyor; elimdeki ekrandan çeşmenin eski halini arıyorum. Aman Allah’ım, Aman Allah’ım! Üzerindeki yazı, motif, tuğra ve armaları kazıyanlara çokça ama çokça ileniyorum. Aynı kaderi paylaşan birçok kitabe, birçok eser gözlerimin önüne geliyor, hangisini sayayım; izah edemiyorum, içim kanıyor…

Devamı için bak.

(*) Yedi İklim, Kasım 2023, Sayı 404

(*) Yakın Diyarlar, İstanbul, Ketebe Yayınları, 2025



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder